kgrthaber.com internet sitesi yazarlarından Kemal Uysaler'in "KARAMAN LİSESİ MÜDÜRLÜĞÜ" isimli yazısı...

Yıl 1979.

Konya’da Selçuk eğitimde öğretmenim.

Yorucu ve yorgun geçiyor günlerim.

Yorgun geçen günlerimden bir sabah, Türkçe Bölümü üçüncü sınıfta ilk dersim olan Devrim Tarihi dersine başladım.

Öğrencilerime Atatürk’ün insani yönünü anlatıyorum.

Hızlıca kapıya vuruldu ve kapı yine hızlıca açıldı. Okul Müdürümüz sekreteri sınıfa girerek:

“Hocam müdür bey sizi istiyor,” dedi.

“Tamam, dersten sonra teneffüsten gelirim”

“Hemen gelmenizi istedi hocam.”

Okul müdürünün odasına gittiğimde odasının kapısı açıktı. Beni görünce:

“Kemal seni Konya İl Milli Eğitim Müdürümüz çağırdı ve acele etmeni istedi.”

“Hayırdır Müdür Bey.”

“Hayır hayır.”

Vilayet Binasındaki Milli Eğitim Müdürlüğüne gittim. Müdürün sekreterine:

“Müdür Beyle görüşeceğim.”

“Randevunuz var mı?”

“Hayır, yok ama beni çağırmış.”

“İsminiz ne?”

“Kemal Uysaler”

Sekreter, müdür odasına girdi. Çıkınca bana:

“Müdür Bey sizi bekliyor, buyurun.” dedi.

“Koltuğuna iyice gömülmüş olan Müdür Bey bana:

“Kemal Bey, hiç vakit geçirmeden Karaman’a git. Lisede göreve başla ve bana başladığına dair telefon et; seni liseye müdür olarak atayacağım.” dedi.

“Kısa bir süre düşünmem gerek Müdür Bey.”

“Tamam, düşün ve fazla gecikmeden göreve başla.”

Garaja geldim. Karaman’a giden otobüse bindim. “Ne yapabilirim” diye düşünmeye başladım. Vizyonum “Karamanlı evlatlarımıza Karaman’ın doğasını, tarihini ve kültürünü koruma bilincini kazandırmak olmalıdır” diye karar verdim.

Bunun için Atatürk’ün “dışta güçlü olmanın ön koşulu içte güçlü olmaktır,” görüşünü şiar edindim. Öncelikle 1950’lili yıllarda “Vatan Cephesi” ve 1975 yılında ortaya konulan “I. Milliyetçi Cephe” zihniyetiyle ülke genelinde başlatılan cepheleşme hareketleri ne yazık ki özelde öğrenciler arasında da kendini gösterdi. İşte bu durumda “Ben ne yapabilirim?” sorusuna cevap bulmam gerekir. Bunun için: “öğrencilerin üzerinde birleşip çalışacakları somut bir hedef” ortaya koymam gerekiyordu. Bu düşüncelerle Karaman Kaymakamlığına gittim. Kendimi tanıttım ve Lise Müdürlüğünü yapabilmem için yapmayı düşündüğüm konularda bana yardımcı olmasını istedim.

“Üç konu üzerinde çalışmak istiyorum Kaymakam Bey. Bu yapmayı düşündüklerim belli bir süreci kapsıyor.”

“Nedir onlar?”

1-“Çamlıkdan başlayarak, Hamza Zindanına kadar olan ve Milli Emlak’a ait yerlere öğrencilerim ile fidan dikmek. Bunun için Orman İşletmesi, Ziraat Teknisyenliği, Jandarma, Belediye, Emniyet yardımcı olmalı.”

2-“Hisar Mahallesinin tamamının ağaçlandırılması ve Kaymakamlıkla Belediyenin iş birliği içinde mevcut evlerin ve evleri çevreleyen duvarların yenilenmesi.”

3-“Karamanlı gençler olarak Karaman’dan Mersin’deki Kız Kalesine saatlerce yol alarak gidip, ateşin altında vücudumuz kızarmış tavuk gibi kızardıktan ve beş on dakika denize girip, geri geliyorduk. Gençlerimizin ve bütün Karamanımızın yararlanacağı Konya’dan girişe ya da Karaman’dan Ayrancıya doğru gidişe bilim insanlarıyla görüşerek bir gölet yaptırılması. Göletin etrafı ağaçlandırılması. Ayrıca yine göletin etrafına lokantalar, kafeteryalar, oyun alanları vb. yapılması.”

“Hocam Karaman ve öğrenciler için güzel düşüncelerin var ama ben bunlardan hiçbirinin yapılmasında ne sorumluluk alırım ne de yapılması için herhangi bir yetkim olmadığı için katkımda olmaz.”

“Anladım Kaymakam Bey. Hoşça kalın.”

Sonuçta, Karaman Lisesine müdür olamadım…

Kemal UYSALER

10.08.2025-İZMİR