Karaman... Adını söylediğinizde aklınıza belki tarihi yapılar, sıcak insan ilişkileri, huzurlu sokaklar gelir.

Bu şehirde doğup büyüyenler, kendine bir yer bulur, kök salar, bir hayat kurar.
Ama ben, Karaman’da yaşayan görme engelli bir genç olarak, yıllardır bu şehrin bana bir yer açmadığını görüyorum.
O yüzden diyorum ki: Karaman’a herkes sığdı, bir ben sığamadım.

Defalarca yazdım, anlattım, çağrıda bulundum. Yetkililere seslendim, kurum kapılarını çaldım, sosyal medyada paylaştım.
Ama çoğu zaman ya sessizlikle karşılaştım ya da “sonra bakarız” cümlesiyle susturuldum.
Yine yazıyorum, yine sesleniyorum. Çünkü biliyorum ki susarsam, bu sessizlik içinde yok olacağım.

Benim isteğim basit: Çalışmak. Üretmek. Topluma katkı sunmak.
Kendi emeğimle, kendi alın terimle ayakta durmak.
Birinin yardımına muhtaç olarak değil; kendi çabamla, kendi gayretimle hayatımı kazanmak.

Bugüne kadar Sayın Valimize, Belediye Başkanımıza defalarca seslendim.
“Beni görün” dedim. “Bana fırsat verin” dedim. “Yeteneğime, azmime bakın” dedim.
Ama çoğu zaman bu sesim ya duyulmadı ya da duyulsa da karşılık bulmadı.
Ve şunu sormadan edemiyorum: Engelli olmak, yalnızca gözlerimin görmemesi mi, yoksa toplumun görmezden gelmesi mi?

Benim talebim büyük bir makam, yüksek bir mevki değil.
Benim talebim, bana da çalışabileceğim, kendimi gösterebileceğim, faydalı olabileceğim bir alan açılması.
Çünkü her insanın, toplumuna katabileceği bir değeri vardır.
Yeter ki o fırsat verilsin, o kapı aralansın.

Bugün Karaman’da, Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi, engellilerin potansiyeli hâlâ kullanılmıyor.
Bizler, bir köşeye çekilip unutulmak için değil; çalışmak, üretmek, yaşama dahil olmak için varız.
Bizler toplumun yükü değil, değeriyiz.
Ama bu değeri ortaya çıkaracak adımlar atılmazsa, potansiyelimiz heba olur, umutlarımız kırılır.

Ben engelimin arkasına sığınmıyorum. Tam tersine, onunla mücadele ediyorum.
Önüme çıkan engelleri aşmaya çalışıyorum.
Kendi ayaklarımın üzerinde durmak, alnımın teriyle kazanmak istiyorum.
Ama kapılar kapalıysa, yollar tıkalıysa, bu mücadele nasıl başarıya ulaşsın?

Bu çağrım, yalnızca benim için değil; benim gibi yüzlerce, binlerce engelli için.
Bizi kenara itmeyin.
Bize de çalışabileceğimiz, üretebileceğimiz, kendimizi gösterebileceğimiz bir yol açın.

Engelimiz bizim eksikliğimiz değil; toplumun bizi görmezden gelmesi asıl engel.
Buradan bir kez daha yüksek sesle söylüyorum:
Ben çalışmak istiyorum. Üreterek, değer katarak yaşamak istiyorum.
Lütfen artık sesimi birileri duysun.