Adana Taş Mekan Edebiyat Grubu’nun gönüllü çalışanı, eski dostumuz Mesut Akın İlimiz de idi. Sohbetin sohbeti açtığı bu mecliste, kimi zaman düşündüren, kimi zaman da “Şu açıdan baksak” dedirten derin edebiyat sohbetleri gerçekleşti.
Edebiyatın büyülü dünyasında yapılan bu yolculuk, sadece metinlerin okunması değil; aynı zamanda yazarların yaşanmışlıklarına, düşüncelerine ve duygularına dokunmayı da amaçlayan bir yolculuktu bizim için. O mecliste yapılan sohbette bizimle olan Adana Taş Mekan Edebiyat Grubu’nun gönüllü çalışanı ve eski dostumuz Mesut Akın, grup çalışmalarına dair önemli paylaşımlarıyla bizleri kendine bağladı. Türk edebiyatına odaklanan, yazarlarla ilgili derinlemesine okumalar yapan bu grubun amaçları ve çalışma şeklini şu sözlerle aktardı:
“Amacımız, Türk edebiyatıyla yoğunlaşmak ve bu konuda ilgisi olan insanlarımızla bir araya gelmek. Çalışmamızın ilk durağı şair Can Yücel oldu. Grup olarak seçtiğimiz yazarların eserlerini okuyor, ardından kısa bir sunum ve ‘soru-cevap’ yöntemiyle söyleşiyoruz. Daha önce Fazıl Hüsnü Dağlarca, Sevgi Soysal, Oğuz Atay, Nazım Hikmet, Cemal Süreya, Ahmet Erhan, Küçük İskender, Aziz Nesin, Metin Altıok, Arkadaş Zekai Özger gibi isimlerin yanı sıra yeni şairler ve öykücülerle ilgili çalışmalarımızı Adana’da gerçekleştirdik. Son günlerde ise internet üzerinden buluşarak edebiyat sohbetlerimizi sürdürüyoruz.
Önümüzdeki günlerde Ahmet Büke ile bir söyleşi yapmayı planlıyoruz.” Geçmişin değerlerine sahip çıkmak, unutulmuşları gün yüzüne çıkarmak, vefa ve gönül borcumuzu yerine getirmek istiyoruz. Amacımızın bir diğer yanı da ezber bozmak. Ayrıca katılımcıların yazarların eserlerini okuyup toplantıya gelmelerini faydalı buluyoruz.
Yolu Adana’ya düşen yazarların anılarını ve onları tanıyan kişilerin anlatımlarını topluyoruz. Örneğin; Can Yücel’in Adana Cezaevi’nde şarap yapması ve PTT anıları çalışmalarımızı zenginleştiriyor. Karaman’da öğretmenlik yapan Metin Altıok ile ilgili çalışma yapan arkadaşlara teşekkür etmeye geldim. Konuğumuz, kurduğu “Kitap Dostları” oluşumunu anlatırken, ben de kitapla ilgili düşüncelerimi şöyle değerlendirdim: Kitap, öncelikle sizin başka insanlarla tanışmanızı sağlıyor. Gitmediğiniz, görmediğiniz yerlere götürüyor. Tarihin derinliklerindeki yaşanmışlıkları, insanın çektiği acıları, ölümleri, öldürülmeleri yaşatıyor size. Parkta bir başınıza otururken, biri gelip “Ne o, yalnız mısın?” diye sorunca, önümdeki kitabı göstererek “Yalnız değilim, şu kitaptaki gördüğüm insanlarla birlikteyim” diyorum. Bu konuda daha çok şey yazılabilir ama anlatamam.