Karaman Ovası Sulama Birliği, 4 Ağustos 2025 Pazartesi günü sabah saatlerinde üyelerine bir mesaj gönderdi. “Gödet Barajından sulama yapan çiftçilerimizin dikkatine” diye başlayan mesajda “04/08/2025 tarihinde tarımsal kullanılabilir su bittiğinden barajımız kullanıma kapatılmıştır” bilgisi verildi.
Sürpriz mi? Asla. Kimse şaşırmış numarası yapmasın. Bu haber daha erken gelmeliydi, gecikti. Bağıra çağıra, davul zurna çala çala geldi.
Ülkemiz su fakiri, sosyal medya âlimlerinin dizinin dibinden ayrılmayan bazı kıt akıllılar Türkiye’yi su zengini görseler de maalesef gerçekler ortada. Türkiye su fakiri. Irak’tan bile az suyumuz var.
Suya en çok ihtiyaç duyan illerden biri de Karaman. Bu yıl kuraklık ve ardından gelen aşırı sıcak hava, su krizini bir başka boyuta taşıdı.
Karaman Ovası Sulama Birliği bugünlerin yaşanacağını biliyordu. 6 Ekim 2024’te birlik üyelerine şu iletiyi göndermişti:
“Sayın çiftçilerimiz, son yıllarda yaşanan şiddetli kuraklık nedeniyle Gödet barajımızdaki su rezervi yeterli seviyede değildir. Bu sebeple 2025 yılında da yeterli yağış alınamaması durumunda yeşil mahsule (mısır, ayçiçeği, pancar) su verilmemesi planlanmaktadır.
Değerli çiftçilerimizin ekim planlaması yaparken bu riski göz önünde bulundurması tavsiye olunur.”
Dinleyen oldu mu dersiniz? Mısır ekiminden vaz geçen var mı? Bilmiyorum. Keşke kul hakkı kavramının nerelere kadar uzandığını öğrenseydik. Birilerinin damlasına bile uzanmadığı suyu vahşi sulama ile tarlasını göle çevirmenin de kul hakkı olduğunu kim anlatacak? Kim kulak verecek? Kişinin inisiyatifine bırakılan toplumsal işler yürümez. İlla kural, illa kural.
Karaman Ovası Sulama Birliği 24 Haziran 2025’te ise şu uyarıyı yapmış:
“Gödet Barajından sulama yapan çiftçilerimizin dikkatine!
Barajımızda bulunan su rezervi yeterli olmadığı için 2. ürün ekimine su verilmeyecektir. Bilgilerinize.”
Sulama Birliği ne yapsın? Size Göksu’yu getirse yine yetmez.
Uzun yıllar Karaman’a gelmemiştim. Yıl, 2017 olmalı. Meke Gölü’ne uğramış, Karapınar üzerinden Karaman’a gidiyordum. Gözlerime inanamadım. Her yer yeşillik. Boyumdan büyük mısırlar. Binlerce dönüm. Susuz topraklara rahmet kapıları mı açılmıştı. Adeta çöl yeşermiş, bir Karadağ etekleri, kum alınan bölge yeşil değil. Oraları bile delik deşik edilmiş. Kum alınıyor, taş kırılıyor. Yer yer hayvan barınakları, ahırlar, ağıllar görmüştüm.
O yolculuğu hâlâ unutamam. Gözlerimin önünde uzanan uçsuz bucaksız yeşil deniz. Hibrit tohumdan yetişme mısır denizi. Her biri iki metreye yakın, aynı boy, aynı sayıda yaprak, iri koçanlar belki onlar da aynı sayıda. Belki koçanlar bile aynı miktarda taneye sahip. Bir sihirli el, bir bilinmez güç Karapınar’dan başlayıp Karaman Ovasını mısır ormanına çevirmiş. Kısa ömürlü bir orman.
Kısa vadeli her zevkin bedeli ağır olur. Karaman mısır zengini olmuş. Herkes mısırla yatıp mısırla kalkıyor. Korkmuştum. Bu görüntüden rahatsızlık duyan bir ben miyim diye şaşırmıştım.
Gördüğüm manzara Karaman’a ait değildi. Brezilya’nın tropik bölgesine özenmenin mantığını kavrayamamıştım. Vahşi kapitalizm işçinin canına okuyordu.
Ya köylü? O da toprağın, suyun, kuşların ve diğer canlıların hakkına tecavüz etmiyor muydu? Benim doğduğum yer burası olamazdı. Biz, ektiğimiz iki kavunu paylaşan kuşağın çocuklarıydık. Devir değişmiş, devran dönmüş, araçların marka ve modelleri gelişmiş, dairelerin metrekareleri büyümüş, eşyalar çeşitlenmişti. Bunu sağlayan gelirin büyük bölümü mısırdan geliyordu. Karaman’ın suç oranının artışında mısırın rolü olabilir mi?
Karaman su krizi yaşıyor. Kriz çözüm bekliyor. Gödet Barajı ile ilgili DSİ’den bir açıklama gelmedi. Valilikten de gelmedi. Milletvekilleri ne yapsın? Ramazan’da mazot kokulu su bile içirdiler.
Bunlar Karaman’ın gerçekleri. 7. Uluslararası Karaman Türk Dünyası Şöleni kutlamasındaki programa 100 bin kişi katılmış. İsterse bir milyon kişi katılsın! Neyi değiştirecek?
Üç günlük şenliği çok görüyor değilim. Karaman eğlenceye de bilgiye de muhtaç. Gerçek kriz, su sorunu. Protokol krizi değil. İster Vali Çiçekli’nin yanında durun ister karşısında. Belediye Başkanınızı da çok sevin. Ama gerçek sorunları görmezden gelmeyin.