Karaman, tarihin içinden süzülüp gelen kültürüyle, kendisi olma yerine, yıllarca adeta Konya’nın gölgesinde varlığını sürdürmeye çalışan bir öksüz çocuk gibi bir algıyı dalında bir kambur olarak taşıdı.
Karaman’ın tarihi, kültürü, doğa güzellikleri, sanayisi ve ekonomisiyle artık dışa açılmasının ve dışarı ile bağ kurmasının zamanı geldiği inancını taşımaktayım. Bu nedenle de Karaman’ın tanıtımı ve tarihi ve doğa güzelliklerinin paylaşılmasına yardımcı olacağı ve dışarı ile bir köprü olacağı düşüncesiyle; Karaman, ekoturizme açılmalıdır diyorum.
Ekoturizm, doğanın kendi içindeki dengesiyle, insan ve hayvanlarla olan dengesini koruyan bir turizm olgusudur. Ekoturizmi, özünde insan ile doğa arasındaki barışı sağlamak, doğayı insan tahribatından korumak, doğanın intikamını önlemek, doğa sevgisini ve doğaya duyulan saygıyı sürekli kılmaktır ve doğayı keşfetmektir.
Ekoturizm, ülkemizde 1980 yılından itibaren oluşmaya başlamış, 2002 yılı Dünya Turizm Örgütü tarafından “Ekoturizm Yılı” ilan edilmiştir.
İnsan, doğa ve kültür unsurlarından oluşan ekoturizmi, doğal varlıkların dengelediği güzellikler, dinlenme, sağlık, spor, bilim ve eğlence faaliyetlerine uygun ortamların hazırlanması olup aynı zamanda da bir kültürel olgudur.
Uluslararası Doğa Koruma Birliği’nin tanımına göre ekoturizm: doğayı ve kültürel kaynakları anlayarak korumayı destekleyen, düşük ziyarete etkisi olan ve yerel halka sosyo-ekonomik faydalar sağlayan, bozulmamış doğal alanlarla çevresel açıdan sorumlu seyahat ve ziyarettir.
Uluslararası Ekoturizm Topluluğu TIES ( The İnternational Ecotourism Society ) “Ekoturizm, çevreyi koruyan ve yerel halkın refahını gözeten, doğal alanlara karşı duyarlı seyahattir” olarak tanımlamıştır. Her iki tanıma da bakıldığında ekoturizm, doğal ve kültürel değerlerin korunarak turizme açılmasıdır. (SÜRECEK)