Dostlarla, tarihle ve doğayla iç içe unutulmaz bir pazar günü...
“Karamanname”den “Çıtlık”a Uzanan Bir Yürüyüş Hikâyesi
Dün, Mut Çıtlık Doğa Grubu ile birlikte Karaman'ın saklı cennetlerinden biri olan Paşabağı (eski adıyla Göves) köyüne doğru yola çıktık. Yola çıkmadan önce “Karamanname” dergisinin son sayısını okurken, yanımızda Mut’un Çıtlık dergisi yöneticisi Nihat Mustul da vardı. Sohbet ilerledikçe konu, Ahmet Tek’in Göves ile ilgili yazısına geldi ve işte o an karar verildi: Göves'e gitmeliydik.
Göves’in Doğasında Zaman Durur
Pazar sabahı yola revan olduk. Bizi karşılayan doğa; görkemli, sakin ve bir o kadar da davetkârdı. Koyağın iki yanında hem doğal hem de insan eliyle oyulmuş mağaralar vardı. Ortadan sessizce akan dere ise suyun ve zamanın sabrını anlatırcasına yoluna devam ediyordu. Kaynağından akan buz gibi su, köylüler tarafından sessizce ve sabırla kaplara dolduruluyordu.
Roma Köprüsü Artık Yok ama Anısı Var
Ne yazık ki geçmişin sessiz tanığı Roma köprüsü dinamitle yıkılmış. Bu manzaranın hüznü içimize işlerken, yürüyüşümüzde bize rehberlik eden Abidin Tekinbay köyün tarihine dair bilgiler paylaştı. Keçi yollarında yürümek ise tam anlamıyla bir denge ustalığı gerektiriyordu.
Binlerce Yıllık Uyum: İnsan ve Doğa
Eski çağlarda burada yaşamış insanların, doğayla olan mücadelesi ve uyumu insanı hayran bırakıyor. Mağaralar hem kendilerine hem de hayvanlarına yuva olmuş. Su varsa yaşam da var; yeşil de var. Burada yaşayan Hristiyan halklardan kalan kiliseler, evler, hamamlar ve mezarlıklar hâlâ ayakta.
Gövez’in Adına Dair Bir İtiraz
İkinci rehberimiz Durmuş Ali Gülcan amcaydı. Paşabağı isminin Gövez olarak anılması gerektiğini savunuyordu. Ona göre bu ad, Gövezoğulları’nın Karaman beyleriyle birlikte Toroslar’ı Bizans’tan alışının bir yadigârıydı. Zaman geçmiş, köy yeni yerine taşınmış ama ruhu orada kalmış.
Bir Sevdadan Kalan İz: Hamza Pehlivan
Hamza Pehlivan’ın sevdası bu topraklarda hâlâ anlatılıyor. Dostumuz Kemal Arabacı bu hikâyeyi, Durmuş Ali Gülcan’dan yola çıkarak yeniden kaleme almış. Bugünkü ekibimizde de Kemal Arabacı, Yusuf Yıldırım, Celal Yıldırım ve Remzi Tartan vardı. Her biri doğaya ve tarihe aynı tutkuyla bakıyordu.
Nevale Ustası Nihat Mustul ve Gönüllü Sevgi
Çıtlık yöneticisi Nihat Mustul ise yolculuğun “nevale” kısmını ustalıkla kotardı. Yürüyüşün sonunda yaptığı konuşmada ise içi boş, işlevsiz sevginin anlamsızlığına dikkat çekerek bizleri düşündürdü. Biz de elimizden geldiğince Hititlerden Karaman'a uzanan tarihsel izleri paylaştık.
Günün Sürprizi: “Dokuz Mutlu”
Günün en güzel anı ise, Nihat Bey’in imzalayıp armağan ettiği “Dokuz Mutlu” kitabıydı. O gece, kitabın satırlarında yeniden Göves’te yürüdüm…
Doğaya Dönüş Bir Günle Başlar
Yaş ortalamaları yüksek ama gönülleri genç Çıtlık gönüllüleriyle geçirdiğimiz bu gün, doğanın iyileştirici gücünü bir kez daha hatırlattı. Göves, sadece bir köy değil; geçmişin, doğanın ve dostluğun iç içe geçtiği bir hayat dersi gibiydi.