Büyüdükçe azaldığını hissedebileceğimiz değerli olma duygusu. Anne karnında başlayan yolculukta daha doğmadan kimliğimiz merak edilir. Merak duygusu arttıkça verilen değer fazlalaşır. Dünyaya gözlerimizi açtığımızda bu değer ruhumuzda tesirini gösterir. Büyüdükçe, tek başına bir şeyler yapabildikçe ilgi azalır. İlk adımımız, ilk kelimemiz alkışlanırken büyüdükçe okula başlamış olmak, alfabeyi kısa sürede öğrenmiş olmak çevrece sıradan eylemler ve sıradan durumlar başlığında değerlendirilir. Oysa sıradan bir birey, herkes gibi ilk adımını atar veya konuşmayı zamanında söker. İlgisizlikler göz ardı edilirken birey kendine değer verilmediğini düşünmeye başlar. Belki ilgi görmek için büyüklerinden istekleri olur. Bazen ailelerin ortanca çocuklarında daha sık görülen dikkat çekmek için yaptığı hareket ve davranışlar ortaya çıkar. Bu davranışların tam zıttı da olabilir; çocuk içe kapanır ve gün geçtikçe kendine verdiği değeri azaltma eğilimine dahi gidebilir. Büyükleri bu değişimi büyüyüp olgunlaştığı manasında yorumlar. Oysa ki bu değişim ilgisizliğin ve verilmeyen değerin sonucudur. Ele aldığımız konu ortalama bir insan yaşamında karşılaşılan bireyin kendine verdiği değer ve çevresinin ona verdiği değer diyebiliriz.
Eski Türk Edebiyatında kaleme alınan şair tezkirelerinde anlattıklarımın tam tersi bir durum vardır. Şairin doğumu bilinmek zorunda değildir. Çünkü doğduğunda şair olacağını kimse bilemez. Öldüğünde başarılı bir şair olarak veda ettiği için ölümüne yer verilmiş olması doğaldır. Tabi şairin ne kadar yaşadığını bilmek için veyahut başka başka nedenlerden kaynaklı şairin doğumu tamamen önemsizdir diyemeyiz. Şair olduktan sonra verilen değer topluma mâl olduğu içindir. Oysa şair kişi doğduğunda, çocukluğunda yine çekirdek çevresinde kendini değerli veya değersiz hissetmiş olabilir.
Yaşımız arttıkça görmek istediğimiz değer değişiklik gösterebilir. Görmek istediğimiz değer, bebekken gördüğümüz değerin tesirinde gelişir. Kendimize verilen değeri güzel söz – iltifatlarla, davranışlarla, hediyelerle aldıysak gelecekte güzel söz grubunun kelimeleri, hediyenin içeriği yaşımız ve ilgi alanlarımıza göre uyarlanarak ilgi ve değer görmek isteriz. Hayatta herkes beklediği değeri göremeyebilir. Kimimiz için büyük bir umutsuzluk, hayal kırıklığı olur. Kabul etmek istemesekte hayata devam ederiz. Kendimize verdiğimiz değer belki de en çok çekirdek çevreden beklediğimiz ilgi ve değeri bitirdiğimizde nüks eder. İşte şimdi kendinize verdiğiniz değer “kendini şımartmış” sayılacak. Oysa hayatı yaşanabilir kılmak isteyen her insanın buna ihtiyacı vardır. Çünkü bu ihtiyacı gidermediğimiz zaman hayatımız tatsızlaşacak ve en önemlisi öz saygıyı yitirmiş olacağız. Büyüdükçe içeriği değişen görmek istediğimiz değer, çekirdek çevreden çıkmış vaziyettedir. Yaptığımız işler, davranışlar neticesinde toplumun belli veya büyük bir kısmından da onay bekleriz. Bu onaysa iş yerinde doğum gününüz kutlanırken, yapılacak olan iş dışı plana dahil edilirken değerli olduğunuzu hissettirir.
Gün sonunda hepimiz tek başınayız. Toplum, bireye farklı ölçülerle değer biçebilir. Ancak benim için önemli olan kendi kendime ne kadar değer verdiğim. Hiçbir zaman çevresinde değer görmemiş bireyler bile kendine değer verdikçe aslında çevrenin verdiği değerin de buna göre değiştiğini anlayabilmektedir. Hayatımız fazlasıyla kısayken kendi değerimizi kendimiz bilmeliyiz.