Yıllar önce “Fahrenheit 451” adlı bir film izlemiştim. Fahrenheit 451, kâğıdın ateteş alıp, tutuşması anlamına geliyor.

Kâğıt 233 derecede alev alıyor. Kitap düşmanlığını, okumayı yasaklayan bir toplumum diktatörleri, nerede kitap bulurlarsa itfaiye oraya gidiyor, kitapları yakıyorlar. Oysa itfaiyecinin görevi yangını söndürmek. İtfa: söndürmek demek.

Kitap okuyanlarla, yakanlar arasında geçen, eşitsiz bir savaşım gelişiyor. Okuyanlar, kendilerince çözüm üretiyor. Özgür kalabildiklere gidiyor, her biri ezberlediği kitabı, arkadaşlarına okuyor, anlatıyor. 

İlimizde gerçekleşen bir olay bunları düşündürdü. Merkezi yerde kurulu “Kayserilioğlu Halk Kütüphanesi” önce çocuk kütüphanesi resmen ve yasa tanımazcasına sürgüne yollandı. Kitaplar ne olduğunu bile anlayamadılar. 

Olayın tarihsel geçmişinde neler var, bir bakalım. Karamanlı kitapsever bir kentlimiz, sahibi olduğu binayı “Kütüphane yapılması koşuluyla” Milli Eğitim Bakanlığına bağışlıyor. Bunun üzerine burada kütüphane açılıyor. Sürdürümcülere (abone) okumak üzere kitaplar veriliyor, okuyucular özellikle okuyanlar burada toplanıyorlar. Buranın bir özelliği de kentin ortasında olması, ulaşımının kolaylığı. Koskoca Karamanoğlu Mehmet Bey Kütüphanesi ıraklarda olup, ulaşımının zorluğu yüzünden “sinek avlarken” burası gürül gürül işliyor. 

Halk arasında yakıştırılan adıyla Kütüklü Parkı dolduranlar, çay içip cep telefonlarına yumulmuşken buradaki kültür yuvası harıl harıl çalışıyor. Durum böyleyken çağın gereklerinden habersiz yok yok çağı geriye doğru götürmek isteyenler “vur abalıya” hesabını gerçekleştirip kapıya kilidi vuruyorlar. 

Ortada “koşullu bir bağışlama” var. Binanın sahibinin istemi, kütüphane kurulmasıdır. Bakanlık bunu kabul etmiş. Şimdiyse koşul çiğnenmiş. Burası Türkiye. Atatürk’ün vasiyeti de “katakulliye” getirilmedi mi? TDK ve TTK 12 Eylül cuntasının emriyle, asıl amacından saptırılmadı mı? Kel başa şimşir tarak olaylarını da yaşadık. Bizim garip kitaplığımızda böylesi bir kararla yerinden yurdundan ediliverdi.

Bağışı yapan öldüğüne göre kalıtçılarının (mirasçı) hukuksal haklarının, babalarının hakkını korumaları gerekir. Yetkili bir kişiden aldığımız bir bilgiye göre önceden açılan bir davada sonuçlanmış barışçının isteği yerine getirilerek dava retle lehe sonuçlanmış. 

TV ve teknolojinin hüküm sürdürdüğü böyle bir dünyada, okuma eyleminin önüne konan engellerden birini yaşıyoruz. Okumayı düşman görenlerin, bilgi kaynağımız, ışığımız eski kütüphaneye “reva gördükleri” bir geçmişimiz de var. Eller aya giderken, bizler geriye, tersine götürülüyoruz. 

Medeni yasanın bağışla ilgili maddeleri şöyle: 

Madde 285 - Bağışlama sözleşmesi, bağışlayanın sağlar arası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşmedir.

Madde 240 - Bağışlama, şartla yahut mükellefiyetle takyit olunabilir. Tenfizi bağışlayanın ölümüne bağlı bağışlamada vasiyet hükmü cereyan eder.

Madde 290 - Bağışlama, bir koşula bağlanarak yapılabilir.