Bugün 21 Haziran 2025. Karaman’ın Türkiye'nin 70. ili oluşunun tam 36. yıldönümünü yaşıyoruz.

Ancak hâlâ bazı harita programlarında, medya haberlerinde ve insanların dilinde “Konya Karaman” ifadesi geçiyor. Sanki Karaman, Konya’ya bağlı bir ilçe gibi… Bu ifadeler bir alışkanlık gibi görünse de aslında Karaman’ın kimliğini görmezden gelmek anlamına geliyor.

Oysa Karaman, 21 Haziran 1989 tarihinde 3578 sayılı Kanun ile il olmuş ve bu karar 20202 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir[^1]. Türkiye Cumhuriyeti’nin 70. ili olarak kayıtlara geçmiştir.

Aynı yılın Mart ayında yapılan yerel seçimlerde Yaşar Evcen, Karaman Belediye Başkanı seçilmiş; 1989’dan 1999’a kadar iki dönem görev yapmıştır[^2]. 16 Ağustos 1989 tarihinde ise Şükrü Ergün Özakman, Karaman’ın ilk valisi olarak atanmış ve 1992 yılına kadar görevde kalmıştır[^3]. Böylece Karaman, hem yerel hem de idari olarak bağımsız bir yapıya kavuşmuştur.

Fakat Karaman’ın hikâyesi yalnızca bu yönetimsel geçişle sınırlı değildir. Karaman, Anadolu’nun derin kültürel ve tarihî damarlarından biridir. Yunus Emre bu topraklarda yaşamış, Mevlâna Celaleddin Rûmî’nin annesi Hümâ Hatun burada vefat etmiş ve Aktekke Camii içerisindeki türbede ebedî istirahatine çekilmiştir. Ayrıca Piri Reis’in kökenlerinin de Karaman’a dayandığı bilinmektedir. Tüm bu tarihî kişilikler, Karaman’ın yalnızca bir coğrafya değil, bir hafıza ve değer olduğunu gösteriyor.

2007 yılında kurulan Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, kurucu rektör Prof. Dr. Sabri Gökmen liderliğinde Karaman’ın eğitim hayatına katkıda bulunmuştur. Ne var ki bu gelişme bile şehrin ekonomik ve kültürel kalkınmasında istenen ivmeyi yaratamamıştır.

Oysa Karaman üretimde de güçlüdür. Duru Bulgur, Bifa, Anı, Şimşek, Saray gibi büyük markalar Karaman'da doğmuş, burada gelişmiştir. Tarım ve sanayi potansiyeli yüksek bir şehir olmamıza rağmen, bu enerjiyi ortak bir vizyona dönüştürebilmiş değiliz.

Ve en kıymetli mirasımız: Türkçemiz. 13 Mayıs 1277 tarihinde, Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından ilan edilen o meşhur fermanla, “Bugünden sonra divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır.” denmiştir. Bu karar Karaman’da alınmış, Türkçenin resmî dil olarak kabulü bu topraklardan tüm Türk coğrafyasına yayılmıştır.

Tüm bu tarihî, kültürel ve ekonomik değerlere rağmen, Karaman bugün hâlâ gelişime tam anlamıyla açık değil. Gençler başka şehirlere göç ediyor, potansiyelimiz olduğu hâlde yeterince değerlendirilmiyor. Oysa Karaman daha fazlasını hak ediyor.

Geçmişe saygı sonsuz, ancak artık geleceğe odaklanmak gerekiyor. Karaman, sadece geçmişiyle övünen değil, geleceğini de inşa eden bir şehir olmalı. 36 yıldır iliz. Peki, önümüzdeki 36 yılda nerede olmak istiyoruz? Bu soruyu artık hep birlikte sormalı, hep birlikte yanıtlamalıyız.
---

Kaynakça

[^1]: Resmî Gazete – 21 Haziran 1989, Sayı: 20202 (PDF)
[^2]: Karaman Belediyesi – Önceki Başkanlar
[^3]: Vikipedi – Şükrü Ergün Özakman