Türküler toplumları kaynaştırıcı rol oynar. Türküler insanları birbirlerine yaklaştırır, uzakları kaldırır.

Kültür, Ulusun yarattığı değerlerin toplamıdır. Kültürel kimliğini kaybeden Uluslar tarih sahnesinden yok olup giderler.

Türkülerimizi ruhumuza işleyen Türk Halk Müziği Sanatçısı , besteci müzisyen, bağlama ustası Musa Eroğlu 1944 yılında Mersin’in Mut İlçesinde yoksul bir anne babanın çocuğu olarak doğdu. Küçük yaşlarda bağlama çalmaya başladı. Genç kuşaklara Türk Halk Müziğini sevdirip, geniş halk kitlelerine ulaştırdı.

Mihriban’ı, Halil İbrahim’i, Telli Turnam’ı, Yolun Sonu Görünüyor türkülerini yüreğine kazıyarak Türk Halk Müziğinin zenginleşmesine, geleneksel müzik kültürünün devamlılığına büyük katkı sağlamıştır Musa Eroğlu. Çağdaş halk ozanı kimliği ile Türk örf adet ve geleneklerinin her zaman yanındadır.

Sanat- kültür insanları ruhumuzun ihtiyaçlarını karşılar güzel eserler üretirler. Türkülerin izini süren saz ve söz ustası Musa Eroğlu sevgi tomurcuğudur. O, İnsanı, ağaçları, ormanı, ormanlarda yaşayan canlıları çok sever. Doğa sevgisi en üst düzeyde olan Musa Eroğlu Sertavul’da bbütün masraflarını kendisinin karşıladığı bir ormanı kurdu. kendi adını taşıyan 100.000 ağacı olan ormanda kızıl çam, kavak, meşe ve sedir ağaçları var.

Sözleri Karacaoğlan’a ait birçok türkünün bestesini yaparak Türk Halk Müziğinin zenginleşmesine katkıda bulundu.

Türküler Halk Müziğinin gücünü, kültürümüzü yansıtırlar. Türküler susmazlar

Telli Turnaların, Halil İbrahimlerin, Mihribanların türkülerimizin sesidir Musa Eroğlu.

Yaşarken de sanatçılarımıza, şairlerimize, yazarlarımıza değer verilmeli, takdir edilmelidir.

Kendisine 1998 yılında Kültür Bakanlığınca Devlet Sanatçısı ünvanı verilmiştir.

Bu toprakların bu coğrafyanın yıllanmış öykülerini damıtarak acıyı da, kederi de, neşeyi de barındırır türkülerimiz.

Anadolu insanı acılardan kederlerden türküler sayesinde kanat çırparak kurtulmaya çalışıyor.

Musa Eroğlu naif sesiyle, güzel yorumlarıyla türkülerimizi insanımızın ruhuna işliyor yaşama sevinci aşılıyor. Bu coğrafyanın ruhuyla türkülerimizi söylüyor. Toroslardan, Yaylalardan, ovalardan, platolardan harmanlanan türkülerimizle kederli insanlarımıza nefes aldırıyor.

Telli Turnam selam götür

Sevdiğimin diyarına

Üzülmesin ağlamasın

Belki gelirim yarına cananıma

Şair Abdurrahim Karakoç’un Mihriban şiirini en iyi yorumlayan sanatçılardandır Musa Eroğlu ;

Ayrılıktan zor belleme ölümü, ölümü

Görmeyince sezilmiyor , Mihriban

Lambada titreyen alev üşüyor, üşüyor

Aşk kağıda yazılmıyor, Mihriban

Şair Dursun Ali Akınet ‘in şiiri

Kıvırcık saçlarına kar düşmüş uçlarına

Dağın yamaçlarına yaslan be Halil ibrahim

Bana ne yazdan bahardan

Bana ne borandan kardan

Aşağıdan yukarıdan

Yolun Sonu görünüyor

Musa Eroğlu’nun yorumladığı en sevilen eserlerdendir.

Türkülerimiz, bazen toprağa düşen yağmur damlaları gibi yüreğimize düşüp ayrılık ateşini söndürmüş, bazen sağanak yağmur olup bizleri vuslatına erdirmiştir.

Türkülerimiz, Yüreğimizdeki sevgi kırpıntıları, gürül gürül hasrete akan sevgi pınarı, dermansız kalanlara umuttur, vefadır, hasrettir, dostluktur, dermandır yüreğimizde kıvrım kıvrım dolanan ince bir yoldur sılaya, gurbet ellere uzanır.

Yaşamımız boyunca sevdiğimiz insanlarla vakit geçirmek hayatı paylaşmak bize mutluluk verir, bazen de sevdiğimiz insanlarla beraber olma imkanına sahip olmayabiliriz.

Ayrılıklar da olabilir. O zaman teselliyi türkülerde ararız. Başımızda sevda yelleri estiren türküler yüreğimizin dili olur. Duygularımıza tercüman olur. Yüreğin gurbetinde büyüyen özlemleri, ayrılıkları kor kor, demet demet sunan iki damla hasret çiçeğidir türküler.

Yüreğimizde ateşlerle dağlanan volkanlar kadar yakıcı, özlemler kadar sıcaktır türküler. Duygularımızı ve düşüncelerimizi saza ve söze döker, yüreklerimizdeki saklı duygulara tercüman olur türkülerimiz. Türkülerimiz buram, buram hasret kokar toprak gibi, ekmek gibi. Dünyanın en güzel gelini, en sabırlı anasıdır türkülerimiz.

Gurbette hasret çekenlerin derdine efkarına tercüman olur türküler. Kimi zaman gözyaşı olur yanaklara süzülür, kimi zaman teselli olur yüreklere serpilir türkü, türkü. Sazın mızrabı hasret teline vurdukça dağlara vurur yankısı.

Özümüz, sözümüzdür türkülerimiz. Yollarda iz bırakan , yoldaş olup bizimle dağlar denizler aşan türkülerimizdir.

Hayatımızın herhangi bir döneminde güle kavuşma adına biliriz ki türküler bülbüllerin gözyaşlarıdır. Güz yağmurlarında ise bülbülün gülden ayrılacağının hicranı.

İnsanın elinde olmadan gerçekleşen ayrılıklar günümüzde derin yaralar açsa da bunların hiçbiri insanın üstesinden gelemeyeceği şeyler değildir. Ayrılıkla ilgili binlerce türkü yakılmıştır. İnsan her şeye alışır. Zaman her şeyin ilacıdır. Türküler yel olup şahlanan rüzgar olup coşan sevinçlerimizdir.

Unutmak Kolay mı deme Unutursun Mihriban’ım

Oğlun kızın olsun hele unutursun Mihriban’ım

Yıllar sinene yaslanır Hatıraların paslanır

Bu deli gönül uslanır Unutursun Mihriban’ım

Türkü, halkın kültürünü yansıtır, halkın duygularını ifade eder.

Toroslardan kopup gelen ezgi ustasına, türkülerimize sahip çıkarak türkülerimizi gönülden söyleyen Musa Eroğlu’na selam olsun.

Sanatçılarımıza hakettiği değeri yaşarken göstermeliyiz.

Bir sanatçının yetişmesi kolay değil, sanatçıların tüm ürettiği eserler halk içindir.

Bu dünyaya İz bırakmak başka bir şey, Anadolu insanı sanatçısına her zaman büyük saygı duyar.

Türk halk kültürünü yansıtan, Anadolu’nun nefesi olan Torosların gür sesli sanatçısına selam olsun…