Türk Dil Kurumu’na göre oy kelimesi “ Seçimlerde kişinin herhangi bir aday ya da partiye yaptığı tercih.” Olarak tanımlanmaktadır. Yani temel anlamıyla oy vermek aslında bir tercihtir.

Yıllarca oy vermenin vatandaşların nasıl ve kim tarafından yönetileceklerine karar vermelerinin kendilerine tanınan bir hak mı olduğu yoksa vatandaşlar için oy verme işleminin bir görev ya da sorumluluk mu olduğu tartışılmıştır. Bu konuda fikir sahibi olabilmek için hukuk sistemimizdeki hiyerarşi gereğince en üstte bulunan Anayasa’yı incelememiz gerekmektedir.

Anayasamız metni içerisinde “Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir.” Ve

“Onsekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma haklarına sahiptir. Bu hakların kullanılması kanunla düzenlenir.” Hükümleri ile oy vermenin on sekiz yaşını dolduran her vatandaşın bir hakkı olduğunu söylemektedir. Bu maddelere bakılara

Yine Anayasa metnimiz içerisinde “Halkoylamasına, milletvekili genel ve ara seçimlerine ve mahalli genel seçimlere iştiraki temin için, kanunla para cezası dahil gerekli her türlü tedbir alınır.” Hükmü bulunmakta olup, oy kullanmanın aslında bir zorunluluk içeren tarafı olduğu ve bu nedenle aslında bir hak değil sorumluluk olduğunu şeklinde yorumlanabilir. Ancak oy kullanmayan vatandaşlarapara ceza verilmesi son dönemlerde neredeyse hiç uygulanmamaktadır.

Seçimde oy kullanabilecek ve kullanamayacak olanlar :

Yukarıda belirttiğimiz üzere on sekiz yaşını doldurmak ve Türk vatandaşı olmak şartıyla herkes seçimlerde oy kullanma hakkına sahiptir. Ancak bu kuralın istinaları bulunmaktadır.Anayasamıza göre :

  1. Silahaltında bulunan er ve erbaşlar ile askeri öğrenciler ( Burada vatani görevini yapmakta olan vatandaşlar ile askeri okullarda öğrenci olanların oy kullanamayacağı belirtilmiştir. )
  2. Taksirli suçlar hariç ceza infaz kurumunda bulunan hükümlüler ( Burada suçla ilgili olarak soruşturma aşaması ve kovuşturma aşamasına geçilerek yargılanması devam eden ve cezası kesinleşmemiş tutuklu kişilerin ve taksirle suç işlemiş olan hükümlülüklerin oy kullanabileceği belirtilmiştir. )

Mevzuatımız gereğince Türk Vatandaşı olma şartları belirli hallerde mümkün olmaktadır. Ülkemizde geçerli olan vatandaşlık kazanma şekli aslında doğum ile gerçekleşmektedir. Anne veya babası doğum anında Türk olan her kişi Türk vatandaşı sayılmaktadır. Ancak belirli durumlar halinde doğum yeri Türkiye olmadan, anne ya da baba Türk olmadan da vatandaşlık kazanabilmektedir. ülkemiz vatandaşlık hakkı vermektedir. Örneğin kendi ülkesinin milli takımında forma giymeyen bir futbolcu ülkemize olağanüstü bir hizmeti geçeceği düşüncesi ile, Türk vatandaşı biriyle evli olan biri gerekli diğer şartların gerçekleşmesi hali ile Türk vatandaşı olarak oy kullanma hakkına sahip olabilir.

Bu konuda son zamanlarda sıkça tartışılan Suriye’den ülkemize gelmiş olanlar ile ilgili olarak ise İçişleri Bakanlığı Nüfus Genel Müdürlüğü tarafından yapılan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından tasdiklenen açıklamaya göre 2 Aralık 2022 tarihi itibari ile ülkemize gelen ve 2023 yılı Mayıs ayında oy kullanabilecek doğum yeri Suriye olan vatandaş sayısı 163 bin 44 kişi olarak açıklanmıştır.

Yukarıda bahsettiğimiz üzere oy kullanmanın hak ya da sorumluluk olduğu konusunda kesin bir hüküm bulunmamaktadır. Bazı görüşlere göre seçmen olarak adlandırılan vatandaşlar için oy, TDK anlamında olduğu gibi bir tercihtir. Seçmen oy kullanmak için sandığa gittiği zaman YSK tarafından seçime katılacağı açıklanmış ve pusulada yer alan istediği siyasi partiye ya da adaya oy verebilir. Her ne kadar son dönemde uygulanmıyor olsa da seçmenin seçime iştirak etmemesi durumunda para cezası ile karşılaşma tehlikesi bulunmaktadır. Bu durumu şöyle bir örnekle açıklamak gerekirse Karayolları Trafik Kanunu gereğince ülkemizde trafik ışıkları kırmızı yanarken yaya ya da aracın beklemesi gerekmektedir. Beklemeyerek geçmesi hali idari olarak para cezası ile cezalandırılmaktadır. Ancak her kırmızı ışıktan geçiş halinde ceza yazılmamaktadır. Ceza yazılabilmesi için kırmızı ışık ihlalinin tespiti ve buna dair tutanağın düzenlenmesi gerekmektedir. Bir köy yolunda MOBESE kameraları ve görevli ekip olmadığı için kırmızı ışık yasağını ihlal etmek ceza yazılmasa dahi bir kuralın ihlal edildiği gerçeğini değiştirmeyecektir. İşte seçimlerde oy kullanmak da böyledir. Son yıllarda oy kullanmama nedeniyle ceza verilmese dahi, Anayasa’da seçimlere iştirak etmeme halinde para cezası öngörülmesi gerçeğini değiştirmeyecektir.

Burada ceza verilmesi sadece oy kullanmak için sandığa gitmeme halinde öngörülmektedir. Vatandaşlar için oy kullanarak bir siyasi partiye oy vermek kadar , oy kullanmamanın da bir hak olduğu görüşü bulunmaktadır. Bu görüşe Anayasa maddesi ile oy kullanmayan seçmen hakkında para cezası verilmesi hakkaniyete aykırıdır. Çünkü Anayasa sadece oy kullanılmasından bahsetmektedir. Örneğin A isimli bir vatandaşın seçim günü oy kullanmadığını ve evinden çıkmadığını varsayalım. Bu durumda hiçbir siyasi parti için bir kayıp ya da kazanım olmamaktadır ancak seçmen oy kullanmadığı için cezalandırılma tehlikesi altında bulunmaktadır. Ancak A isimli vatandaşın komşusu B’nin seçim için kendi sandığının bulunduğu okula gidip oy verme kabinine girdiğini ve tercih/evet mührünü pusulada yer alan bütün partilere vurduğunu varsayalım. Bu ihtimalde oy geçersiz sayılacak, hiçbir siyasi parti için bir kazanım ya da kayıp olmayacak, ancak vatandaş seçime iştirak ettiği için cezalandırılma tehlikesi ile karşı karşıya kalmayacaktır.

Şahsi fikrimce aslında Anayasamız oy kullanmanın bir hak olduğunu belirtmektedir. Zira oy kullanmayanlar için cezalandırılma eylemi uzun zamandır uygulanmamaktadır. Her vatandaşımızın demokrasinin hayatta kalabilmesi adına yönetim sürecine dahil olması ve hangi partiye oy verdiği fark etmeksizin oy kullanması gerekmektedir. Av. Halil Sabri ÖZKAN