Karaman’da gezip görebileceğiniz, doğayla iç içe olabileceğiniz yerlerden biri de hiç şüphesiz ki Karadağ’ dır.

Bir gün sizde bizim gibi şehrin kalabalığından bunalıp, rahat bir nefes almak için kendinizi birdenbire Karadağ yolunda bulursanız hiç şaşırmayın. Yanınıza aldığınız bir termos çay ve kurabiye ile anın keyfini, şehrin o güzel manzarasıyla çıkarabilirsiniz. Tabi baharın gelmesiyle beraber doğanın o muhteşem melodisinin yanında sinek-böcekler de işin birazcık tuzu biberi olabiliyor. Neyse ki ortamın vermiş olduğu atmosfer bizleri soğutmak yerine gökyüzüne bakarak derin bir nefes almaya itiyor. Ciğerlerimize dolan bu hava sadece bir nefesten ibaret olamamalı. Insan bazen yaşadığını hissetmeli, ben buyum demeli, bunun için varım; bunun için yaşıyorum demeli...

Karaman’ ın merkezinden dağa doğru ilerledikçe karşımıza çıkan Kılbasan yolundan devam ederek Dinek köyü yolu üzerinden tabelaları takip ederseniz Madenşehri köyüne ulaşıp dağa doğru ilk adımları atmış olursunuz. Ön taraftan koca bir yapıyla bizleri izleyen Karadağ, ziyaretçilerine sürpriz manzaralarıyla eşlik etmeye başlıyor. Dağın tepesine doğru giden bu yolculuğun çıkış kısmı bizleri biraz yorabiliyor. Tabi bu 4x4 ü olanlar için geçerli değil..  Neyse ki ilerledikçe her aşamada bizleri farklı farklı bitkiler, çiçekler yalnız bırakmıyor. Bir kez daha anlıyorum ki doğada hayat var, yaşam var.. Kendimizi bu hayatın içine ufacık atabilsek belki de birazcık rahatlarız.  Artan yeşillikler ve rakımla beraber bizleri uzaklardan selamlayan Yılkı Atları gözlerimize ilişiyor. Kendi hallerinde, güneşin gölgesinde sefasına bakan atlar belli saatlerde daha yakından görebileceğiniz su içme yerlerine geliyorlar. Tabi bu zamanlamayı tutturmak biraz şans işi diyebiliriz.

Umarım atları izlemeye gitmeden önce tarihi yapısıyla bizleri yıllar öncesine seyahate çıkaran Binbir Kiliseyi ziyaret etmeyi de unutmazsınız. İçerisinde eski bir köyle beraber karışık bir yapılaşma halinde bulunan Binbir Kilise yıllanmış tarihi yapılarıyla ve araştırmalara konu olan zengin mirasıyla ziyaretçilerini görmeyi bekliyor. 

Ha bide uçurum kenarı gibi duran, ucunda bir ağaçla beraber oturup manzaraya eşlik edebileceğiniz bir dönemeç de var, aman sakın hızlıca geçip gitmeyin yanından yoksa böyle bir manzara sizlere günlerce küs kalmakta haklı kalır.

Belli bölgelerde bulunan kantaron çiçeği ilginizi çekerse toplayıp kendi kantaron yağınızı da yapabilirsiniz. Ne kadar doğal yaşarsak bizler için o kadar iyi olduğunu yaşantımızla görmek daha kalıcı bir etki yapar. Sadece kantaron değil ismini bile bilmediğim değişik çiçekler, otlar, ağaçlar bizleri; yol kenarlarında, dağlarda gezerken ya da bir yerlerde dinlenirken bulabilir.

Aynı zamanda yolculuğumuzun en güzel manzaralarından biri şehri uzaktan izlemekken diğeri de Karadeniz yaylalarını andıran krater yaylası da hem izlerken manzarasıyla bizleri hayran bırakıyor hem de uçsuz bucaksız düzlükleriyle Karadağ’a farklı bir anlam katıyor.

Karadağ ziyaretiniz sırasında hava şartlarına ve sağlık durumunuza dikkat etmenizi öneririm. Çok güneşli ya da yağmurlu günde gitmeniz pek anlamlı olmaz. Bir de keyfiniz yerinde olsun ki gittiğinize değecek bir yolculuk yaşayın. Varsa yanınızda şemsiye götürmeniz piknik esnasında sizler için kolaylık sağlayabilir. Tabi su, çay, soğuk içecek vs. de mutlaka bulundurun. Belki bitki toplamak için eldiven ve poşet de gerekebilir. Tabi deneyimi olanlar çoktan olayı anladı bile ama biz yine de ufak bilgilendirmeler yapmadan geçmeyelim. Şimdiden iyi yolculuklar, keyifli anlar dilerim...