Yaşı 50’nin üzerinde olan, çocukluğu Karaman’da geçen erkekler Boklubent’i bilir. Onlar ya yüzmeyi Boklubent’te öğrenmiş ya da Boklubent çevresinde yürümüşlerdir.

Karaman’da bir Boklubent kuşağı olduğunu söylemek yanlış değil. Hanzoluğuyla ve cahilliğiyle bilinen bir türkücüye mal edilen  “Urfa’da Oxford vardı da biz mi gitmedik?” sözünü uyarlayarak ifade edersek: “Karaman’da havuz vardı da biz mi yüzmedik?”

“Urfa’da Oxford vardı da biz mi gitmedik?” sözü yazar, karikatürist ve yapımcı Gani Müjde’ye aittir. Gani Müjde’yi Boklubent kuşağı Gırgır ve Fırt dergilerindeki karikatürleriyle tanır. İl Genel Meclisinde, geçen hafta yapılan oylamada, Gödet Barajı çevre düzenlemesi projesi de varmış. Gödet Barajı için talep edilen rakam 40 milyon liraymış. Ak Parti ve CHP’li üyeler “evet” oyu verirken, MHP’li üyeler “hayır” demiş.

Yakınlarda sosyal medyada “Gödet Barajı su sporları merkezi oluyor!” sloganı eşliğinde görseller paylaşıldı.  “Vali Mehmet Fatih Çiçekli, Karaman’da doğa ve spor tutkunlarını sevindirecek projeyi sosyal medya üzerinden duyurdu” başlığıyla haberler okuduk. Karaman Valiliğinden detaylı açıklama bekledim. Günler geçti, gelmedi. Oysa aynı günlerde sosyal medyada Gödet Barajı’nda kano ve kürek sporu yapanların görüntülerinden geçilmiyordu. Drone ile yapılmış güzel çekimleri hayranlıkla seyrettim. Projeyi anlatan veya projeden haberdar olan birini duymadım.

Ankara’da bir vakitler sık gittiğim Eymir Gölü’nde keyifle izlediğim ODTÜ Kürek Takımı sporcularını hatırlayıp, “Artık KMÜ’de de kürek takımı kurulur” diye hayal ettim. Gödet Barajı projesi hazır mı değil mi, bilmiyorum. Henüz düşünce aşamasında bile olabilir. Ankara’da Çubuk-1 ve Konya’da Sille Barajı var. Ortak özellikleri piknik alanı ve sosyal aktiviteler için düzenlenmiş olması. 

Sille Baraj Park, Çubuk-1 rekreasyon alanından daha güzel. Parkta, izci kampı merkezi, tekne gezinti alanı, uçurtma tepesi, çay bahçesi, restoran, mescit, iskele, ahşap gezinti yolları, çim amfi, çocuk oyun alanları, spor alanları gibi farklı etkinlik alanları yer alıyor. Türkiye’nin en büyük parklardan biri. Selçuklu Belediyesine ait. Konya, belediye hizmetleri yönüyle Türkiye’nin örnek kenti. Konyalı belediye başkanlarının hızına yetişecek birini gösteremezsiniz. Bugüne kadar “gel keyfim gel” diyerek, ense yapan bir kişi bile olmadı. Konyalı her şeyin iyisini bilir, her şeyin iyisini seçer. Yemeğin ve adamın iyisini seçenlerin ne karnı ağrır ne de başı.

Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait Çubuk-1 Barajı Rekreasyon Alanı içinde; Atatürk Evi, Bayrak Tepe-Seyir Tepesi, Kitabeli Kapı, Doğa Yürüyüş Yolu, Teras Kafe, Bent Üstü Gezinti Yolu, Tek Yürek Etkinlik Alanı, Bisiklet Yolu, Piknik Alanı, Spor Sahası, Çınaraltı Dinlenme Alanı, Sera, Çocuk Oyun Alanı, Mescit, Otopark yer alıyor. Karaman’daki Gödet Barajı’nın, bu iki baraj benzeri bir rekreasyon alanı olarak düzenleneceğini sanıyorum. Meclis üyeleri bilgilendirilmiş olmalı ki, değerlendirip kimi lehte kimi aleyhte karar verdi. Keşke kamuoyu da bilgilendirilseydi. 

Şimdi bazı karşıt söylemler var: Kürek sporlarını Vali beyin hobisi olarak görenler, su israfına dikkat çekenler, 40 milyon lira boşa gidecek diyenler ve daha fazlası. Her kafadan bir ses. Şaşırdım mı? Hayır.

Birileri hobi demiş: Rahmetli Recep Yazıcıoğlu aklıma düştü. Erzincan’da su kayağı ve rafting yaptığı günleri anımsadım. Daha sonra Denizli’de de su kayağı yaptı. Gazetelerde manşet, tv’lerde ana haber bültenlerinde yer almıştı. Hobisi miydi, bir şehri ayağa kaldırma projesinin ilk adımı mıydı? 30 seneyi bulmuştur. Karaman’da olsa aynı heyecanla aynı işleri yapar mıydı?

Su israfı olurmuş. 30 senedir mısır ekilen bir şehirde bazı kişilerin aklına su israfı şimdi gelmiş. Kano veya kürekler su tüketmez. Sporcular göl suyunu mataralarına doldurup götürmez. Su israfını başka yerde arayın. Ekonominin temel yasalarından biri, kaynak kıtsa ürün pahalı olur. Karaman, “Türkiye’nin en ucuz suyu bizde” diye övünmüyor mu? Kaç oto yıkamacı var? Kaç bin metrekare alanda ekili sebze meyve şehir içme suyundan yararlanıyor? İbrala Barajı ve diğer su kaynaklarının takipçileri nerede? Su kıtlığı olan bir kentin manzarası böyle mi olur?

Gelelim 40 milyon meselesine…
Dünyanın en zengin adamı Jeff Bezos geçen yıl Haziran’ın son haftasında Bodrum’a geldi. Bezos’un “Koru” adlı lüks yatının fiyatı 500 milyon dolarmış. Türk lirası karşılığını hesaplar mısınız? Pahalı mı? Kime göre? 
Popçu Serdar Ortaç, geçen yıl İstinye'de bir site içerisindeki villasını 10 milyon dolar (yaklaşık 340 milyon TL) bedel ile satışa çıkarmıştı. Çok mu? Kime göre? 

Şehrin girilmeyen, boş sokaklarındaki 30-35 evi kurtarmak ve halkın keyifli piknik yapacağı bir yer düzenlenmesi için 90 milyon lirayı çok mu görüyorsunuz? Karaman bunlara layık değil mi? 

Edirne Valisi Yunus Sezer, iki gün önce yaptığı açıklamada, şehri güzelleştirmek ve kültürel varlıkları ayağa kaldırmak için çalıştıklarını söyledi. Vali Sezer, bu kapsamda Tunca Nehri'nin kenarında da düzenleme yaptıklarını ifade etti. Detayları Karaman’ı ilgilendirmiyor. Nehir kenarına çok güzel yürüyüş ve seyir alanları yapılacak. 

Koca Karaman için 90 milyon lirayı çok görmeyin. Kitaplarını ve yazılarını beğenerek okuduğum bir hocamı hatırladım. Türkiye’nin ünlü sosyolog ve iletişimcisi rahmetli Ünsal Oskay’ı. Oskay’ın "Ben bu kitabı okuyamadım. Bu kitap çok ağır!" diyen bir öğrenciye “Kitap ağır değil sen hafifsin!" dediği anlatılır. 

Karaman ili, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından 2023’de güncellenen “İllere Göre Seçilmiş Bankacılık Sektörü Verileri”ne göre, 28 milyar 746 milyon 684 bin TL mevduat miktarı ile Türkiye’nin en zengin illeri arasında 52. sırada yer aldı. Bu rakam, bankalardaki para. Varlıklar değil. Mevduatı bu denli yüksek bir il için 90 milyon liranın lafı mı olur?

Arşimet “Bana bir kaldıraç verin, dünyayı kaldırayım” demiş. Dünyanın her yerinde Arşimet’i yanlış anlayıp taklide özenenler var: Çakma Arşimetler. Çakma Arşimetler kimler mi? “Bana bir fikir söyle ona karşı çıkıyım” diyenler. 

Bir başka ifadeyle “Çarşı, her şeye karşı!” söyleminin ikiz kardeşleri. Önerisiz, çözümsüz karşıtlıktan kimseye hayır gelmez. Boğaz köprüleri, otobanlar, havaalanları ve nice büyük yatırımlar, “Çakma Arşimetler”e rağmen yapılmadı mı?

Bir Boklubent daha yok ki! Boklubent kurudu, o günler eskilerde kaldı. Karaman Boklubent’ten daha iyilerine layık. “Projede şunlar eksik” deseniz tamam, “Projede şunlar fazla” deseniz yine tamam. Boklubent kültürü bir dönemin şartlarının gereğiydi. Zamanın ruhu öyle gerektiriyordu. O döneme övgü düzerek, Boklubent günlerinde takılı kalmak gericiliktir. Boklubent kültürüne mazi olarak bakıp yolumuza devam edeceğiz.

Belki hiç ayağımı basmayacağım bir yer, hiç içine girmeyeceğim bir ev için ne diye yazı yazıp görüş bildiriyorum ki! 

Günün Sözü: Seçtiklerimize göre değerlendirilir ve değerleniriz. Bizim ne olduğumuzu, gerçek kişiliğimizi seçtiklerimiz ve beğenip beğenmediklerimiz belirler. (Tarık Buğra)