Karaman’da ağlayan ağaç gördüm.
Koskocaman bir çınardı.
Koca çınar ağlıyordu.
Gözyaşından üstü başı ıslanmış, yapış yapıştı.
Kimse çınara derdin nedir, diye sormamış.
Kimse gözyaşını silmemiş.

Aglayan Agac (1)

“Ağlamak için göz gerekir, ağacın gözü mü var ki?” demeyin.
Ağlamak gözün işi değil, göz akan yaşların çıktığı yerdir.
Ağlayan gönüldür, kırılan kalptir, yanan yürektir.
Ağlayan göz değil özdür.

Karaman’da ağlayan çınar gördüm. Çınar, Yunus Emre Türbesi’nin yanındaydı. Çınar, Taptuk Emre’nin, Koca Yunus’un, Koca Yunus’un oğlu ile kızına ait mezarların bulunduğu türbenin gözcüsüydü.

Aglayan Agac (3)

Çınarın gözyaşlarını görünce, Yunus Emre’nin “Dertli Dolap” şiirini hatırladım.

Benim adım dertli dolap
Suyum akar yalap yalap
Böyle emreylemiş Çalap
Derdim vardır inilerim.

Beni bir dağda buldular
Kolum kanadım yoldular
Dolaba layık gördüler
Derdim var inilerim.

Ben bir dağın ağacıyım
Ne tatlıyım ne acıyım
Ben Mevla'ya duacıyım
Derdim vardır inilerim.

Aglayan Agac (7)

Dolap bir sulama düzeneğidir. Çark ve çıkrık gibi, kuyudan su çıkarır. Bağ bahçe sulanır, su değirmenlerinde de kullanılır. Mevlâna için “ney” ne ise Yunus Emre için “dolap” odur.

Koca Çınarın ümüğü sıkılmış, nefesi kesilmiş. Koca çınara bukağı vurulmuş. Pranga mahkûmu gibi. Bir ağaca bu işkence niye yapılır ki? Kimse görmez mi? Görüp ses vermez mi? Yunus Emre Camisi’nin bir imamı, bir görevlisi yok mu? Cami çevresini görmezler mi?

Aglayan Agac (8)

Yunus Emre Camisi ile Yunus Emre Parkı’nın yanından bir başka kare ise çevreyi kirletmekten utanmayan arsızlar soyunun tükenmediğini gösteriyor.

İzmaritler, boş sigara paketleri, plastik su şişesi, cam şişe, naylon poşetler, güz yapraklarına karışmış. Temizlik hak getire. Yediği atıştırmalığın ambalajını oturduğu bankın üstüne bırakan kişiye hangi sıfatı uygun bulursunuz? Bunlara neden göz yumulur? Ceza yazma yetkisi neden uygulanmaz?

Bolu Belediyesi, yere sigara izmariti, çekirdek kabuğu, çöp atan veya tüküren kişilere 578lira ile 14 bin 407 lira arasında değişen para cezaları uyguluyor. Bu haber yakınlarda yayımlandı. Demek ki, istenirse yapılabiliyor.

Aglayan Agac (9)

Ağlayan çınar, bank, çöp kutusu ve Yunus Emre Camisi çevresindeki kirliliği gösteren fotoğraflar çekildikten on beş dakika sonra Millet Bahçesi’nden de gördüğünüz kareler çekildi. Millet Bahçesi her zamanki gibi, pırıl pırıl, tertemiz.

Aglayan Agac8Birkaç ay önce Ankara’nın Nallıhan İlçesi’ne gitmiştim. Yunus Emre’ye sahip çıkan, “mezarı bizdedir” diyen yerleşim yerlerinden biri de Nallıhan’dır. Taptuk Emre’nin dergâhı olarak kabul edilen bir mekân da vardır. Bu dergâhı her gün yüzlerce kişi ziyaret eder.

Taptuk Emre Derviş Yolu projesi yapılmış. Yol tertemiz, iki yanında ağaçlar var. İnanç turizmi için örnek gösterilecek bir çalışma. Taptuk Emre Türbesi ve çevresi de öyle.

Aglayan Agac (5)

Bir de bizim İsmail Hacı Tekkesi’nin yolunu gözünüzün önüne getirin. İsmail Hacı, Yunus Emre’nin dedesidir. İsmail Hacı Türbesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2007 yılında restore edildi. Ne zaman gitsem kapısı kapalıdır, bakımsızdır. Yolunun asfaltlanması için iki yıl uğraştım. Kimse ilgilenmedi. Sorumlu olanların haberi olduğunu sanmıyorum. Herkesin önceliği başka. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var. İsraf etmeden yeseler ya. Galiba geçen yıl asfaltlanmış.

Ben kıyaslarım. Her şeyi kendi cinsiyle, benzeriyle karşılaştırırım.
Karaman değerlerine sahip çıkıyor mu?
Karaman Yunus Emre’yi biliyor mu?
Karaman’da temizlik hizmetleri yeterli mi?

Aglayan Agac (6)

Bunları gündeme getirdiğim için rahatsız olanlar var. Onların gül hatırı için görmezden mi geliyim. Bunları yazmayım mı?

Karaman süper, Karaman harika, Karaman uçuyor, Karaman kaçıyor, Karaman dünyanın merkezi diye övgüler düzsem, kime ne yararı olacak? Her güzellik kendini gösterir. Çirkinlik de. İkisini de saklayamazsınız.

Bir Öneri: Jehan Barbur ve Cem Erdost İleri’nin birlikte seslendirdiği, sözleri Yunus Emre’ye ait “Benim Adım Dertli Dolap” şarkısını dinleyebilirsiniz.