Mahallemiz Sakabaşı, müzik aleti çalanlar, müzisyenler (Eski deyimlerimiz ile Mahallemizin çagıcıları) diyor ve sizlere onarlın kim odluklarını ismen başta yazıyorum.
Kör Avni Avcı: Bütün enstrümanları çaldığı gibi çok güzel de sesi vardı.
Celal Tezcan: Sessiz soğukkanlı bir keman ustası ve solisti.
Kara Hakkı Uzun: Yaşadığı yılların Cura çalan ustalarından ve çok güzel türküler söyler, esas mesleği de bulgurhane hamallarındandır.
Fahrettin Benli: Üniversite mezunu yıllarca Ahmet Sezgin, Nuri Sesigüzel ve çok sayıda değerli ses sanatçılarıyla çalışmıştır.
Gödetli Bakkal Hasan Gençay: Sakabaşı Mahallesi'nin tek bakkalı ve çok güzel cümbüş çalar ve hakikaten bir ustaydı.
Aşık Süslü Cansız: Esas mesleği kalaycı idi. Tam bir Aşık saz ustası ve söylerdi.
Ekrem Şahin: Bütün müzik enstrümanlarını çalar ve söylerdi. Fahrettin Benli gibi o da birçok ünlü ses sanatçıları ile çalıştı uzun yıllar Hollanda'da müzik hayatına devam etti.
Muhterem Baş: Çok güzel tambur aletini çalar ve tatlı sesi ile de şarkılar söyler Kız meslek lisesinde görevli ve emekli oldu halen hayatta sağdır.
Ahmet Ünver: Ahmet, Muhterem ve Ekrem ayrılmaz bir üçlü idiler. Yıllar sonra ayrıldılar ayrılıkları Hollanda oldu. İyi saz ustasıdır.
Şafak Dikbayır: Ne buyrulur ne yazılır ki bütün müzik aletlerini çalar ve gür sesiyle söylerdi.
Kazım Elmas: Hani derler ya bir elmanın şark yarısı işte Şafak ve Kazım da ayrılmaz birer parçalardı. aynı meziyet aynı karakter ile beraber yaşarlardı.
Zeynel Kuzgun: Babuççunun Zeynel diye bilinir. Bir ritim saz ustası yıllarca İstanbul ve İzmir'de çalıştı.
Mesut Türkmen: Şöyle kısaca tanıtayım. Bulgurhane hamallarından Kara Mevlit'in oğludur.Bbir kanun ustasıdır zaman zamanda şarkılara sözleri ile iştirak eder ve halen sağdır.
Lütfi Gündoğdu: Yıllar boyu Karaman ve köylerinin düğünlerinin aranılan bir klarnet ustasıdır. Halen Vakıfbank İsmetpaşa Caddesi'nde ayakkabı boyacılığı yapmaktadır.
Boyacı Abidin Asma: Abimizin çok değerli evlatlarına. Çocukları Muzaffer, Cafer, Nazmi, Kamil, Suzan ve Melike Kardeşler. Cafer vefat etti Abidin amca da vefat etti.
Evlatlarından Kamil ve Muzaffer asma kardeşleri Karaman halkı Çarlı olarak tanırlar. Her iki kardeş de çok ritimli ve usta bir şekilde ritimli sazlardan davul ve darbuka çalmaktadırlar. Kendileri Karaman ilimizde Lütfi, Kamil ve Muzaffer Çarli grubu olarak her düğünde ve merasimlerin açılışların olmazsa olmazlarıdır. Her üçü de İsmetpaşa Caddesi'nde ayakkabı boyacılığı yapmaktadır.
Sizleri eksiğiyle ve fazlasıyla da olsa mahallem Sakabaşı'nın çalgıcılarını kısaca özelliklerini yazdım. Şimdi de onlarla oların yaşam hayatını ve yazmadığım değerlerini özelliklerini kalemimle yazıyorum.
Yaşayan çalgıcılarımızdan Çarli lakabı ile bilinen kardeşlerden ve bu lakabı kime ve ne zaman verildiğini kısaca yazmaktayım, bilgilerin unutulmaması dileğiyle.. Eski yıllarda yine eski adıyla ve Kaymakamlık binasının giriş kapısı yanında küçük boyu ile ayakkabı boyacılığı yapan Muzaffer ve Kamil kardeşlere o yılların savcılarından bir tanesi kendilerine sık sık şakalı sözler söyler ve sizler sanki Sadri Alışık gibi şakacı sanatkarların konuşmaların andırıyorsunuz, tıpkı Çarli gibi der ve o günden sonra Çarli lakabı devam etti gitti.
Çarli kardeşlerden Muzaffer 1947, Cafer 1951, Nazmi 1953, Kamil Asmada 1957 doğumlu olup Cafer vefat etmiştir. diğer kardeşler ise halen ayakkabı boyacılığına ve düğün çalgıcılığına devam etmektedir.
Bu çalışmalarını zamanında Ali Beke Çakır'ın da çalıştığı Bulvar Gazinosu, yine Postacı Yahya Yıldız'ın çalıştığı aynı gazinoda Nuri Yaman'ın çalıştırdığı dağ restoranda yıllarca çalmışlar çeşitli ses sanatçılarına iştirak etmişlerdir.
Gelelim bizim eski yılların Çalgıcı ve müzisyenlerine bunlarla hatıralarım ve yaşantılarım çoktur. Ben sizlere bir tanesini yazıyorum ve sizleri fazla sıkmak istemiyorum. Sakabaşı Mahallesi'nde Fisandun dan gelen dere suyu siyahser Mahallesi'ni ve bulgurhaneler bölgesini kıvrılarak akar gelir nereye kadar Sakabaşı Mahallesi'nde bulunan santral ve ağ değirmeninin olduğu yere kadar. Oradan da akarak bahçeye içlerinden boklubentten ta ki sağla Gölü veya Süleyman Hacı köyüne kadar akar giderdi.
Daha ziyade ilkbahar ve yaz aylarında ağa değirmeni ve santralin olduğu yer söğüt ağaçları, kavaklar ve çeşitli yeşil ağaçlar yanında genişçe bir alanda çimenlik vardı. İşte onun içindir ki burası hafta sonları Karaman halkı için çok güzel sakin bir mesirelik yeri idi. Şimdilerde yok olmuş bazı kalıntıları var dere yok su yok.. Elbette yok olur tabiat varlıkları..
Bizim çalgıcılarımız hafta sonları olmasa da ara günlerde İkindi vaktinden yatsı namazının sonlarına kadar geçen saatlerde buraya gelirlerdi. Bazen de Dere boyundaki bol söğüt ağaçlarının gölgelendiği yamaçların yumuşak çimler ve otların olduğu bölgelerde otururlardı. Kör Avni lakabıyla bilinen ve tanınan arkadaşımız yanındaki ve kendisine eşlik eden keman üstadı Celal Tezcan, Kara Hakkı, Hasan Gencay ve Zeynel Kuzgun gibi arkadaşlarıyla beraber yanlarında getirdikleri nevanelerle birlikte yiyip içip saz çalmalar, söylemeler ve konuşmalarla günlerini geçirirlerdi. Her birinin de gür ve tatlı sesleri ile de bambaşka bir koro oluşturulurdu.
Bu aleme ve müzik çalışmasına elbette ki bizlerde mahalleli olarak zaman zaman dinler ve otururduk. Aynı grup santral ve ağa değirmeni mesire yerinde de akşamları karanlık olmasına rağmen o yıllarda elektrik santralini çalıştıran monitör Topal Sami Harani dış elektrikleri yakar oğulları Ünal ve Ünsal Kardeşler de dinlemeye gelirlerdi. Yıllar sonra arkadaşlıklar ve birliklerimiz Sakabaşı Mahallesi'nin çalgıcıları ile devam etmiştir.
Hani nerede o yıllar, birliktelik, yaşam ve hayat arıyorum ve zaman zaman oralar virane de olsa gidip havasını kokluyorum. Ahirete göç eden çalgıcılarımıza Allah'tan rahmet sağ olanlara da uzun ömürler diliyorum.