Muammer Aksoy Kimdir?
1917 yılında Antalya’nın İbradı İlçesi’nde dünyaya gelmiştir, Türk hukukçu, siyasetçi ve yazardır. Annesi Nadire Aksoy, babası Mehmet Numan Aksoy’dur, beş dönem Antalya Milletvekilliği yapmıştır. Muammer Aksoy beş kardeştir, doktor Muzaffer Baki Aksoy, doktor Fikret Aksoy, Sevim Batukan, Nilüfer Pehlivanlı’dır. Ülke Aksoy ile evlidir Işık ve Arın isminde iki oğulları vardır ve üç toruna sahiptir. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. Almanya Zürih Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde doktora yapmıştır. Ankara Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapmıştır. 1957 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’nde katılmıştır. 1960 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Profesör olarak çalışmaya başlamıştır. yine aynı yıl milli petrol ve maden harekatının öncülüğünü yapmış dönemin bakanlarıyla bu konu hakkında polemiğe girmiştir. 1961 yılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı hazırlayan komisyonda yer alan isimlerdendir. 12 Mart 1971 Muhtırası yani Türk Silahlı Kuvvetleri’nin dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ı istifaya zorlaması harekatıdır. bu hareket sonucu tutuklanan isimlerdendir ardından yapılan yargılama sonucu bu davadan aklanmıştır. 1977 yılında Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekilliği yapmıştır Türk Hukuk Kurumu, Avrupa Konseyi Türkiye Temsilciliği ve Ankara Barosu Başkanlığı yapmıştır. 1989 yılında Atatürkçü Düşünce Derneği’ni kurmuştur.
Muammer Aksoy Ölümü?
31 ocak 1990 yılında saat 19.15 tarihinde Ankara Bahçelievler’deki evinin önünde kimliği belirsiz kişilerce kurşunlanarak öldürülmüştür. Sağ kaşağına ve sağ göğsüne isabet eden iki kurşunla hayatını kaybetmiştir. Olaydan yaklaşık iki saat sonra bir şahıs gazeteleri arayıp “Tesettür konusunda İslam’a karşı takındığı tavır nedeniyle Müslümanlar tarafından cezalandırıldı. Olay, İslami Hareket adına üstleniliyor. 7.65 Baretta ile cezalandırılmıştır.” şeklinde konuştuğuna dair iddialar var fakat herhangi bir şahıs cinayeti üstlenmedi. Ankara Cebeci Asrı Mezarlığına 3 Şubat’ta defnedildi, öldüğünde henüz 73 yaşındaydı. Cinayetten sonra tek görgü tanığı 10 yaşındaki bir çocuktu çocuğun ve ailesinin can güvenliği nedeniyle ifadeleri ve ismi hep gizli tutulmuştur.
Muammer Aksoy’un öldürülmeden birkaç saat önce Emin Çölaşan ile beraber söyleşi yaptıkları ortaya çıktı Emin Çölaşan şu sözleri dile getirdi “ Tarih 31 Ocak 1990. Bundan tam sekiz yıl önce bugün... Değerli bilim adamı, Atatürkçü hocamız Prof. Dr. Muammer Aksoy'la bizim gazetede buluşuyoruz. Yanımızda, onunla birlikte gelen Prof. Dr. Mustafa Altıntaş var. Üçümüz oturup sohbet ediyoruz. Konu, Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmak isteyen şeriatçı akımlar ve bazı entellerimizin buna hoşgörü veya duyarsızlıkla yaklaşması. Aksoy'la yaptığım söyleşiyi bütünüyle teype alıyorum. Arada çay ve ıhlamur molası veriyoruz. 73 yaşına geldiğini, kalbinin artık teklemeye başladığını söylüyor... ‘‘Dün gece çok keyifsizdim, Epey midem bulandı. Mide bulantısı kalp krizinin belirtisiymiş. Ama şimdi sizi görünce açıldım’’ diyor. Söyleşiye ara verdiğimizde, onu rahatsız etmemek için odanın dışına çıkıp sigara içiyorum. Elim dışarıda, başım kapının içinde!.. Böylece biraz da havadan sudan laflıyoruz. Söyleşimiz bitiyor. Resim çektirirken Hoca saçlarını tarıyor... ‘‘Bizim hanım benim ne söylediğime değil, saçıma başıma bakar’’ diyor. Gülüşüyoruz. Yaklaşık iki saat birlikte olmuşuz. Altıntaş'la birlikte veda edip gidiyorlar. Öğleden sonra beni aramış, bulamamış. Ben onu arıyorum. O gün birkaç kez daha telefonla konuşuyoruz. Odamda bana Atatürkçü Düşünce Derneği'nin tüzüğünü veriyor. Ayrıca son çıkan ‘‘Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı Seçimi. Rejim Bunalımına ve Kötü Sonuçlarına Doğru Pupayelken Gidiş’’ isimli kitabını imzalıyor: ‘‘31 Ocak 1990. Çok değerli yazar ve gazeteci Emin Çölaşan'a sevgi ve saygılarımla. Muammer Aksoy.’’ Ölümünden önce yazdığı son yazı, belki de bu oluyor. Akşam saat 19.30 dolaylarında evdeyim. Gazeteden arıyorlar: ‘‘Muammer Aksoy öldürüldü.’’ Elim ayağım karışıyor, ne yapacağımı şaşırıyorum. Hemen fırlayıp gazeteye gidiyorum. Haberin ayrıntıları yavaş yavaş akmaya başlıyor. Muammer Hoca, akşam saat 19.15 dolaylarında evine girerken vurulmuş. Başından ve göğsünden yediği kurşunlarla can vermiş. Hemen örgütlenip öğle saatlerinde yaptığımız söyleşinin bandını çözdürmeye başlıyoruz. Gazeteci arkadaşım Yeşim Ersoy sabaha kadar bant çözüyor. Bu konuşma ertesi gün Hürriyet'te manşetten yayınlanmaya başlıyor. Ben oturup yazımı yeniden yazıyorum. 1 Şubat 1990 günü Türk basınında bütün manşetler ve yazılar, Muammer Aksoy'un öldürülmesiyle ilgili. Rahmetli Çetin Emeç'in yazısının başlığı çok ilginç: ‘‘Terör Kapıyı Çaldı’’ Aynı terörün aradan tam 35 gün geçtikten sonra Çetin Emeç'in kapısını çalacağını ve onu da aramızdan alacağını nereden bilebilirdik! Gazetecilik yaşamım boyunca iki genel yayın yönetmenim öldürüldü. Milliyet'teki genel yayın yönetmenim ve beni gazeteciliğe başlatan ustamız Abdi İpekçi 1 Şubat 1979, Hürriyet'teki genel yayın yönetmenim Çetin Emeç 7 Mart 1990 günü iğrenç cinayetlere kurban gittiler. Biz bu meslekte çok büyük mutluluklar yaşadığımız gibi, gerçek acılar da çektik, gözyaşları döktük. Çok sevdiğimiz abilerimiz, arkadaşlarımız ve kardeşlerimiz aramızdan ayrılıp gittiler. Muammer Aksoy, benim yanımdan ayrıldıktan birkaç saat sonra öldürüldü.
Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Örsan Öymen, Teoman Erel, Barış Selçuk, Aziz Utkan, İlhami Soysal, Muammer Yaşar Bostancı, Turhan Aytul, Namık Sevik, Tahsin Öztin, Turhan Dilligil, Şinasi Nahit Berker ve daha niceleri...Cinayet, trafik canavarı, kalp krizi...Yarın 1 Şubat. Abdi Bey'in ölüm yıldönümü. 7 Mart, Çetin Bey'in ölüm yıldönümü. Ne ilginçtir, katillerin hiçbiri ortada yok! Onların tümünü saygıyla, sevgiyle anıyorum. Hepsi düzgün insanlardı. Türkiye'ye damgasını vuran adam gibi gazetecilerdi.
Muammer Aksoy Kitapları?
Laikliğe Çağrı
Atatürk ve Sosyal Demokrasi
Atatürk ve Tam Bağımsızlık
Devrimci Öğretmenin Kıyım ve Mücadelesi
Rejim Bunalımına ve Kötü Sonuçlarına Doğru Pupa Yelken Gidiş
Sosyalist Enternasyonal ve CHP
Devlet Hukukla Yaşar





