Binlerce yıllık geçmişe sahip bu yapay yükselti, yüzyıllardır halk arasında anlatılagelen üç farklı efsaneyle adeta bir masal diyarını andırıyor.

Çömlek Toprak Efsanesi

Rivayete göre Selçuklu döneminde, bir sultan sarayını şehrin yüksek bir noktasına kurmak ister. Bu amaçla halktan, yanlarında birer çömlek toprak getirmeleri istenir. Günler, haftalar süren bu toplu çaba sonucunda, şehrin ortasında dev bir tepe yükselir. İşte bu tepe zamanla Alaaddin Tepesi adını alır.

Bu söylence, sadece bir efsane olmanın ötesinde, Konya’daki höyüğün yapay olarak şekillendiğine dair arkeolojik verilerle de örtüşüyor.

Alaaddin Camii’nin Sırrı

Bir başka anlatıya göre, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat, Konya’yı başkent ilan ettiğinde, şehre görünmeyen bir gücün, yani bir “cin hükümdarının” hükmettiğini öğrenir. Savaş sonunda bu görünmeyen varlığı yener ve onun egemenlik kurduğu yere bir cami inşa ettirir. Bugün Alaaddin Camii olarak bilinen bu yapı, tepenin kutsal bir mekâna dönüşmesinde büyük rol oynar.

Tokat'ın meşhur yemeği nedir?
Tokat'ın meşhur yemeği nedir?
İçeriği Görüntüle

Yeraltında Gizlenen Sırlar

Alaaddin Tepesi’yle ilgili en gizemli söylencelerden biri de, tepenin derinliklerinde yer aldığı iddia edilen gizli geçitler ve hazineler üzerine. Bazı efsaneler, bu gizli dünyayı cinlerin koruduğunu ve sıradan insanların bu yerlere ulaşamayacağını iddia ediyor. Kimilerine göre tepe, hâlâ çözülmeyi bekleyen sırlarla dolu.

Bilimin Gözüyle Alaaddin Tepesi

Tarihsel olarak bakıldığında, Alaaddin Tepesi sıradan bir yükselti değil. Arkeolojik çalışmalar, tepenin M.Ö. 3000’li yıllara kadar uzanan bir yerleşim alanı olduğunu gösteriyor. Zamanla farklı uygarlıkların katman katman birikmesiyle şekillenen bu höyük, Konya’nın tarihsel belleğini taşıyor.

Kaynak: HATİCE KÜBRA SARI