"Horlama ilişkide uzaklaşmaya sebep olabilir"
Doç. Dr. Korkmaz, gece boyunca düzenli uyuyamayan bireylerde psikolojik ve fiziksel yıpranma yaşanabileceğini söyledi. Horlamanın neden olduğu uyku bölünmeleri, sabah yorgunluğu ve gün içi tahammülsüzlük, çiftler arasındaki huzuru zedeleyebiliyor. Süreç ilerledikçe horlayan bireyin farkında bile olmadan ilişkiden uzaklaşmasına neden olabileceğini vurguladı.
"Masum sanılan horlama ciddi hastalıkların habercisi olabilir"
Korkmaz, horlamanın çoğu zaman masum bir belirti gibi görülse de, altında obstrüktif uyku apnesi sendromu gibi ciddi rahatsızlıkların yatabileceğine dikkat çekti. Bu tür sorunların zamanla kalp hastalıkları, hipertansiyon ve diyabet gibi sistemik rahatsızlıkları tetikleyebileceğini belirterek, sürekli ve yüksek sesli horlamaların mutlaka uzman hekim tarafından değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
"Tedavisi mümkün"
Horlama şikâyetlerinde umut verici noktanın tedavisinin mümkün olması olduğunu belirten Korkmaz, yaşam tarzı değişikliklerinin ilk adım olduğunu söyledi. Özellikle kilo kontrolü, alkol ve sigara tüketiminin azaltılması, uyku pozisyonunun değiştirilmesi gibi önlemlerle horlamanın hafifletilebileceğini belirtti. Gerekli durumlarda burun tıkanıklıkları, geniz eti ve bademcik büyümeleri gibi anatomik nedenlere cerrahi müdahale de yapılabileceğini sözlerine ekledi.
"Horlama tabu olmamalı, çiftler konuşmalı"
Doç. Dr. Korkmaz, horlamanın çiftler arasında tabu haline gelmemesi gerektiğini vurgulayarak, “Birçok kişi bu durumu dile getirmeye çekiniyor. Oysa ki bu, hem birey hem de ilişki sağlığı açısından konuşulması gereken bir konudur. Horlama tedavi edilebilir bir durumdur. Eşlerin karşılıklı anlayışla hareket edip uzman desteği alması, bu süreci sağlıklı şekilde yönetmelerini sağlar” dedi.
Uzmanlar, horlamanın göz ardı edilmemesi gerektiğini ve hem bireysel hem de ilişkisel sorunlara yol açmadan önce profesyonel destek alınması gerektiğini belirtiyor.
