Karaman'a bağlı Karadağ bölgesinde yer alan Binbir Kilise, tarihî ve mimari değerleri ile adeta gizli kalmış bir açık hava müzesi niteliği taşımaktadır. Geç Antik Çağ ve Orta Çağ dönemine ait yüzlerce yapı kalıntısı, bu bölgeyi hem tarihçiler hem de arkeoloji tutkunları için eşsiz bir mirasa dönüştürüyor.


Yüzlerce Yıllık Sessiz Tanıklar

Karadağ’ın volkanik yamaçlarına dağılmış kilise, manastır, mezar yapıları ve sivil mimari örnekleri, bölgenin bir zamanlar yoğun bir yerleşim merkezi olduğunu gözler önüne seriyor. M.S. 4. yüzyıldan başlayarak 12. yüzyıla kadar süren bir dönem boyunca inşa edilen bu yapılar, dönemin dinsel, kültürel ve sosyal yaşamına dair önemli ipuçları sunuyor.

Her Yapının Kendi Hikâyesi Var

Binbir Kilise adını almasına rağmen bölgede tespit edilen yapı sayısı yaklaşık 30-40 civarındadır. Ancak bu sayı bile bölgenin geçmişte ne kadar önemli bir merkez olduğunu kanıtlamaya yetiyor. Bu yapılar arasında mimari açıdan dikkat çeken apsisli bazilikalar, freskli duvarlar ve taş oyma mezarlar dikkat çekiyor. Her bir kalıntı, yüzyıllar öncesinden günümüze ulaşan birer sessiz tanık olarak varlığını sürdürüyor.

Alaaddin Tepesi Efsanesi Nedir?
Alaaddin Tepesi Efsanesi Nedir?
İçeriği Görüntüle



Keşfedilmeyi Bekleyen Kültürel Hazine

Turizm açısından hâlâ tam anlamıyla değerlendirilememiş olan Binbir Kilise bölgesi, hem kültürel miras açısından korunması gereken bir değer, hem de doğru tanıtım ve restorasyon çalışmalarıyla bölgeye canlılık kazandırabilecek bir potansiyel taşıyor. UNESCO'nun Geçici Dünya Mirası Listesi'nde yer alması ise bu potansiyelin uluslararası düzeyde de fark edildiğini herkese göstermiş oluyor.



Doğa ile tarihin iç içe geçtiği Karadağ’da sessizlik içinde yapılan bir yürüyüş, ziyaretçilere adeta zamanın donduğu bir mekânda geçmişin izlerini sürme fırsatı sunuyor. Binbir Kilise, sadece taş yapılardan ibaret değil; aynı zamanda Anadolu’nun unutulmuş tarihine açılan bir kapı niteliğinde.

Kaynak: MEHMET İNCEKARA