Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Türkiye, Endonezya, Nijerya, Ürdün, Mısır, Katar ve Suudi Arabistan’dan oluşan 7 ülkenin yer aldığı bir temas grubu kuruldu. Türkiye’de bu ülkelerin arasında. Faaliyetlerine başladı. Bugün Çin’deydi, yarın Moskova’da. Bugün burada olduğum için gidemedim. Yarın ve sonraki seyahatlerde biz de olacağız. Bununla beraber alınan kararlar var. İsrail zulmünün devam etmemesi, son bulması ve bölgede iki devletli çözümün hayata geçmesi için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Bireysel olarak diplomatların çok iyi olduğunu söyleyen Fidan, “Kurumsal olarak çok şey yapmamız gerekiyor. Çok iyi diplomatınız var ama hepsini topladığınız zaman çok iyi diplomasi ortaya çıkmayabiliyor. Dolayısıyla çok yoğun kurumsal çalışma yapmanız gerekiyor. Sistematik bir şekilde reform, kesintisiz bir değişim içinde olmanız gerekiyor. Bizim diplomatlarımızın çok fazla yük taşıdığı alanlardan biri de bizde alan uzmanından ziyade genel uzman vardır. Bir arkadaşı her coğrafyada, her şartta her konuda çalıştırırsınız. Bu tabii istediğiniz oranda verimliliği getirmiyor. Sayı az olduğu için. Diplomatik kariyer tırmanışını bozmadan sayıyı artırmak, ihtisası çoğaltmak gerekiyor. Bu en büyük reform da burada olacak. Bunun da altını çizmek gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği talebinde bir değişiklik olmadığını vurgulayan Fidan, “Ama bizim AB üyesi yapılıp yapılmayacağımız meselesi teknik bir konu değil, kriterlere bağlı bir konu değil. Bu AB’nin çekirdek ülkelerinin stratejik olarak karar verecekleri bir konu. Bu birebir ortamlarda hem AB yetkilileriyle, bakanlarıyla da tartıştığım bir konu. AB şuna karar vermek zorunda. Türkiye ölçeğinde bir ülkeyle, Müslüman bir ülkeyle ben yeni bir birlik kurmak istiyor muyum? AB’nin ABD’yle birlikte gerek bölgemizde, gerek gerek başka yerlerde izlediği jeo-stratejik politikalar zaman zaman bizim kafa kafaya gelmemize sebep olan konular. AB devletlerinin belli konuları araç olarak kullandığını görüyorsunuz. Bir bakıyorsunuz Kıbrıs’ta probleminiz var, bunu Gümrük Birliği’nde çıkarıyor. Suriye’de bir şey yapmışsınız, vize meselesinde karşınıza çıkıyor. AB ile ilişkilerin ilerletilmesi için siz kendi hareket alanınızda ve tehdit algılamanızda hiçbir şeye dokunmayacaksınız. Onlar sizden ağır ağır memnun oldukça size bir şeyler verecekler. Bunu Balkanlar’daki ülkelere yapabilirler ama Türkiye böyle bir ülke değil. Türkiye’nin tarihi bağımsızlığı, milli derinliği, stratejik kültürü böyle bir şeyi reddeder” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin üye ülkeler arasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını uygulamada yüzdesi en fazla olan ülkelerin başında geldiğini aktaran Bakan Fidan, “Yüzde 90 civarında uygulama oranımız var. Belli simgesel davalar var. Orada da bizim mesajımız bu davalar daha mahkemeye gelmeden önce AB başkentlerinde siyasallaştırılmış hukuki ve teknik bir dava olmaktan çıkıp, Türkiye’de iç siyasetin tarafgirliği yoluna gitmiş bir dava. Bunu siz siyasallaştırırsanız, buradan aldığınız cevap da buradan olur. Adamın siyasallaştırdığı davaya verilecek yanıt da siyasal olur” dedi.

Sınır ötesi harekatlara ilişkin soruyu yanıtlayan Bakan Fidan, “Kategorik olarak devletimiz bir Kürt düşmanlığı  yapıyormuş gibi algı oluşturuyorlar. Biz bunu tamamıyla reddediyoruz. Böyle bir konu yok. Aslında bütün bu anlatılardaki Kürt kelimesini çıkarıp oraya PKK’yı koymak gerekiyor. Biz kategorik olarak PKK’nın düşmanıyız. Bu zevk olsun diye geliştirdiğimiz bir düşmanlık değil. Bize düşmanlık edildiği için, silah çekildiği için” ifadelerini kullandı.

Suriye’de rejimin kendi muhalefetiyle uzlaşmaya yönelik çok ciddi adımlar attığını görmediklerinin altını çizen Fidan, “Kendi halkıyla rejim arasında güven ilişkisi olmayınca halk gitmiyor. Biz de insanlar gönüllü gitmediği sürece zorla gönderme şansımız, imkanımız ve öyle bir politikamız da yok” diye konuştu.

Bakan Fidan, Gazze konusunda Türkiye olarak tek taraflı çabalardan ziyade kolektif olarak bütün aktörleri harekete geçirmeye yönelik bir çabanın olduğunu belirterek, “7 ülke olarak (Türkiye, Endonezya, Nijerya, Ürdün, Mısır, Katar ve Suudi Arabistan) bir temas grubu kuruldu biliyorsunuz. Türkiye de aralarında bu ülkelerin. Faaliyetlerine başladı. Bugün Çin’deydi, yarın Moskova’da. Bugün burada olduğum için gidemedim. Yarın ve sonraki seyahatlerde biz de olacağız. Bununla beraber alınan kararlar var. İsrail zulmünün devam etmemesi, son bulması ve bölgede iki devletli çözümün hayata geçmesi için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

Dışişleri Bakanlığının bütçe görüşmesi, bakanlık ile bakanlığa bağlı kuruluşların bütçe ve kesin hesaplarının okunması ve oy çokluğuyla kabul edilmesinin ardından sona erdi.

Kaynak: İHA