Karaman’da eğitim camiasının sevilen isimlerinden Emekli Türkçe Öğretmeni ve aynı zamanda Güzel Sanatlar ve Kamu Yönetimi Uzmanı Ahmet Ataseven yazar Necdet Çay imzasıyla raflarda yerini alan “Yağmur ve Yeşil Araba” adlı kitap hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Akıp giden zamanın farkına varmadan sohbet havasında gerçekleşen ziyarette Yağmur ve Yeşil Araba üzerine kendisiyle konuştuğumuz eğitimci Ahmet Ataseven ile günümüzde iş hayatı, okul, günlük yaşam derken gerçekten yeterince kitap okumaya fırsat bulamadığımız serzenişlerinde bulunduk. “Eskiden televizyon kanallarının bu kadar alternatifi yoktu, teknoloji bu kadar gelişmemişti.” düşüncülerinden o dönemlerde bizlere verilen dönem ödevlerinde bilinen bir yazarın eserini okumanın şimdi geldiğimiz nokta da ne kadar da kıymetli olduğuna uzanan bir sohbetti geride bıraktığımız…. (Eskiden kitaba ulaşmak ne mümkündü. Kütüphanelere yolunuz düşer eğer o eser birisinde değilse alır verilen süre içerisinde teslim ederdiniz.)

Karaman Sağlık Alanında Çağ Atlıyor Karaman Sağlık Alanında Çağ Atlıyor

Hem çekindiğimiz hem de derslerini keyifle dinlediğimiz sizi ağırlamanın heyecanını yaşadığımız eğitimci Ahmet Ataseven ile yaptığımız söyleşide öne çıkanlar şu şekilde;

Biz: “Yağmur ve Yeşil Araba” isimli kitabın içeriğine, kapak resmine dair neler var hafızanızda?

Emekli Eğitimci Ataseven: Necdet Çay’ı, Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü’nü kazandığımız 1973 yılından itibaren tanıyorum. Kişilikli, güvenilir, kendine güveni tam, arkadaş canlısı, özverili bir dosttan daha fazlası.

Necdet’in kısa birkaç öyküsünü okuma fırsatım olmuştu. Arkadaşımda yazarlık kumaşı var diye düşünmüştüm. Yanılmadığımı şimdi bunları ve başka öykülerini bir araya topladığı ‘Yağmur ve Yeşil Araba’ adlı bir kitapta görebiliyoruz.

“168 sayfadan oluşuyor. 150 metin bulunan yapıtta, yazarın kendi yaşamından kesitler var. Öyküler uzun değil. Bir nefeste okunan, ama “Beni okumayı sürdür” diyen bir havada. Anlatımı kıvrak ve akıcı.

Öykülerde yerel söyleyiş özellikleri kullanılmış: “Boş ver küşüm,  çekmeye değmez efendinden başlarım haaa! Olum(oğlum)-bubaaaa! Bu neciiik…”     

Biz: Hocam uzun bir zaman diliminden sonra sizi ve bizi bir araya getiren bu kitabın heyecanı en az yazar kadar sizin gözlerinizden de okunuyor😊

Emekli Eğitimci Ataseven: Teknoloji bu kadar hızlı akarken yazılı eserleri alıp okuyanların sayısının giderek azaldığını üzülerek söylüyorum.  Bizler teknolojiye adapte olmakla birlikte yazılı eserlere de sırtını dönmeyen bir nesiliz. Necdet’in bu eseri bir solukta okunacak bir kitap. Sözcükleri öylesine ustalıkla kullanıyor ki, kullandığı bu sözcüklerle toplumun aksayan yanlarını ortaya koyuveriyor.

Bu öykülerde uzun betimlemeler, derin ruh tahlilleri yok. Olaylar ve olayların doğurduğu sonuçlar var. Kendinizi her öykünün sonunda çıkarılacak kıssadan hisseleri düşünürken buluyorsunuz.

Biz: Arkadaştan daha fazlası diye nitelendirdiğiniz Necdet Çay’ın “Yağmur ve Yeşil Araba” eseri için son olarak ne söylemek istersiniz?

Emekli Eğitimci Ataseven: Elbette Necdet Çay’ın “Yağmur ve Yeşil Araba” adlı yapıtı ile ilgili söylenecek başka sözler değerlendirilecek başka yönler de var. Ancak kitapta ne kadar gerekliyse, o kadar sözcük anlatıma sokulmuş. Bu yönüyle Memduh Şevket Esendal ve Anton Çehov tarzı öyküleri çağrıştırıyor bu öyküler. Arkadaşım, dostum Necdet Çay’a “YAĞMUR VE YEŞİL ARABA”yı bize sunduğu için teşekkür ediyor kendisini kutluyor, kalemine, yüreğine sağlık diyorum.

Kaynak: RÜZGAR RAMAZAN YEL