Karaman merkez Cumhuriyet Mahallesi 1374 Sokak’ta gerçekleşen olayda, Ümmü Gülsüm Sever’den uzun süre haber alamayan ağabeyi Recep Sever, saat 21.45 civarında kardeşinin yaşadığı apartmanın birinci katına gitti. Balkondaki kapının açık olduğunu ve evin ışıklarının yanmakta olduğunu gören ağabey, balkondan içeri girerek Ümmü Gülsüm’ü iple asılı halde buldu. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve güvenlik ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin yaptığı incelemede genç kadının yaşamını yitirdiği belirlendi.

Soruşturma kapsamında, Ümmü Gülsüm Sever’in ölümünden dört gün önce eşi A.Ö. hakkında darp ve özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği gerekçesiyle şikayette bulunduğu, bu doğrultuda uzaklaştırma kararı verildiği ortaya çıktı.
“Adalet yerini bulmadan delilleri yok ediyorlar”
Aile ve avukatları, olayın intihar olmadığı, cinayet ihtimalinin göz ardı edilmemesi gerektiği yönünde ısrarcı. Dosyada, şüpheli ölüme işaret eden tanık beyanları ve somut deliller bulunduğunu ifade eden aile, soruşturmada bazı taleplerin karşılanmadığını savunuyor.
Olaydan haftalar sonra hakkında uzaklaştırma kararı bulunan A.Ö.’nün, özel eşyalarını almak için savcılığa başvurması üzerine, tedbir amacıyla evin önünde bekleyen polis ekiplerinin eşliğinde evdeki eşyalar kamyona yüklenerek taşındı. Bu sırada hayatını kaybeden Ümmü Gülsüm’ün yakınları, evin önünde “Adalet yerini bulacak, eşyalarla iz kaybedemezsiniz. Adalet yerini bulmadan delilleri yok ediyorlar” diyerek tepki gösterdi.

“Olayın cinayet şüphesi taşıdığını düşünüyoruz”
Ümmü Gülsüm Sever’in cinayete kurban gitmiş olabileceğini ileri süren ağabeyi Recep Sever, “21 Temmuz 2025 tarihinde saat 21.45 sıralarında kız kardeşimi kendi evinde, ipe asılı vaziyette buldum. Kız kardeşimi bulduğum esnada etrafta, kendisini asmasına yönelik herhangi bir materyal görmedim. Bunu, olayın ilk gününden itibaren adli makamlara söyledim. Kız kardeşimin ölümünün şüpheli olduğunu, onun böyle bir şey yapmayacağını kesin bir şekilde aile içinde de dile getirdik.”

“26 gündür hukuk mücadelesi veriyoruz. Evde tekrar arama yapılması ve yeniden inceleme talebimiz oldu fakat 26 gündür dosya üzerinde hiçbir işlem yapılmıyor. Olayla ilgili olarak, kız kardeşimin tek husumetli olduğu kişi eşi, iki gün önce eşyalarını almak için başvuruda bulundu ve kısa süre içinde karar çıkarılarak eşyalar evden tamamen boşaltıldı. Delillerin karartıldığını düşünüyorum.”

“21 Temmuz günü, kız kardeşimin kızı benim evimdeydi. O gün, benim kızımla birlikte kalacaktı. Pijamalarını ve kıyafetlerini almak için kendi evimden onun evine gittim. Kız kardeşimi aradım, telefonu açmadı. Anneme de aynı şekilde ‘Gülsüm telefonu açmıyor, sen görüştün mü?’ diye sordum. Akabinde arka balkon kapısının açık, ışığın ise yanık olduğunu gördüm. Arka balkondan tırmanarak içeri girdim ve kız kardeşimi bu şekilde buldum. Bulma şeklim itibariyle bu olayın tamamen şüpheli bir ölüm olduğunu değerlendiriyoruz. Kardeşimin kendini asacak bir asma materyali bulunmaması, ipin uzunluğu gibi unsurları adli makamlara bildirdim.”

“Ben yıllarca kolluk görevlisi olarak çalıştım ama hayatımda böyle bir şaibeli olayla karşılaşmadım. Buna rağmen adli makamlar olayın intihar olduğunu değerlendiriyor. Ancak bu konuda tanık beyanları da mevcut. Hatta ses duyduğunu söyleyen tanık beyanı var. Biz, olayın cinayet şüphesi taşıdığını düşünüyoruz ve gereken hukuk mücadelesini sonuna kadar vereceğimizden eminiz” diyerek iddialarda bulundu.

“Maktulün eşi ‘şüpheli’ olarak kaydedilmedi”
Ailenin avukatı Cemal Erkoçak ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Recep Bey’in ve ailesinin şüphelendiği birkaç husus var. 21 Temmuz’da kardeşleri şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. Kardeşi, 17 Temmuz’da eşi hakkında darp ve özel hayatın gizliliğinin ihlali gerekçesiyle şikâyette bulunmuş, bu şikâyet üzerine eşi hakkında uzaklaştırma kararı çıkarılmıştı. Uzaklaştırma kararından yalnızca 4 gün sonra ise bu şüpheli ölüm gerçekleşti. Mağdurun, dijital materyallerin incelenmesine ilişkin talepleri de olmuştu.”

“Dijital Kayıtlar ve Şikâyetler”
“Mağdur eşinin haberi olmadan evde sesli ve görüntülü kayıt aldığını, bunları dijital materyallere yüklediğini düşündüğünü ve bu kayıtların kendi rızası olmadan yapıldığını belirterek şikâyette bulunmuştu. Olayda maktulün tek husumetli olduğu kişi eşi. Biz de aileye hukuki yönden destek olmaya çalışıyoruz. Savcılığa çeşitli taleplerimiz oldu; bunların bir kısmı yerine getirildi, bir kısmı ise getirilmedi. Dosya içerisinde, eşin şüpheli olduğuna dair ciddi ve somut deliller mevcut. Tanık beyanları bu deliller arasında yer alıyor.”

“Tanık İfadeleri ve Soruşturmadaki Eksiklikler”
“Soruşturmanın gizliliği nedeniyle ayrıntıya giremiyorum ancak tanıkların ‘karı-koca kavgası’ ve bağrışma sesleri duyduğuna dair ifadeleri var. Bu bağrışma sesleri, olay yerine sağlık ekiplerinin gelmesinden yaklaşık 25 dakika önce duyulmuş. Buna rağmen şüpheli ölüm dosyasında, maktulün eşi ‘şüpheli’ olarak kaydedilmedi. Bu durum adli işlemlerin sekteye uğramasına neden oldu. Dosyada, makul suç şüphesini aşan olgular ve deliller bulunuyor. Biz, şüpheli olabilecek eşin HTS ve baz istasyonu kayıtlarının, kimlerle telefon görüşmesi yaptığının, ayrıca dijital materyallerin incelenmesinin dosyaya dahil edilmesini talep ettik. Ancak bu talepler yerine getirilmedi.”

“Diğer yandan, şüpheli olduğunu düşündüğümüz eşin savcılıktan talebi üzerine evin önüne 10–15 kişilik çevik kuvvet ve polis ekibi geldi. Savcılıktan onların nezaretinde kişisel eşyalarını almasını talep etmesine rağmen evdeki tüm eşyalar götürüldü. Bizim derdimiz, karanlıkta hiçbir şey kalmaması. Eşi suçlu da olabilir, suçsuz da olabilir; ancak tüm şüphelerin aydınlatılmasını istiyoruz. Hukuk mücadelesini de bu yüzden veriyoruz. Adli mercilerden taleplerimiz belli ve bunlar dosyadaki somut delillere dayanıyor. Gerekenin yapılmasını istiyoruz ve yapılacağına da inanıyoruz. Recep Bey konuşmasını yaptı. Ailesi perişan durumda. Sağlık durumları da kötüye gitmeye başladı. Bu sabah Ümmü Gülsüm Hanım’ın annesi fenalaşarak kafasını bir yere vurdu ve hastaneye kaldırıldı. Bu insanlar bir mücadele veriyorlar ve adli mercilerden de bu mücadeleye destek verilmesini istiyorlar. Taleplerimiz tamamen bu yöndedir” dedi.





