Başkan Bayram açıklamalarında şu ifadelere yer verdi: “ Köylerimizde yaşayan üreticilerimize sahip çıkmalı, üretimi teşvik etmeli ve tarımı terk etmemeliyiz. Çünkü tarım, bu topraklarda yaşayan insanlarımız için sadece bir sektör değil, aynı zamanda ekmek kapısıdır. İlimizin tarımsal yapısı; ova ve dağ köylerinden oluşan, bazı bölgelerde mikroklima özellikleri sayesinde çok çeşitli ürün desenlerinin yetiştirilebildiği özel bir yapıya sahiptir. Ancak her bölgemizin kendine özgü sorunları bulunmaktadır. Özellikle sulu tarım yapılan ova bölgelerimizde, son yıllarda yaşanan kuraklık, yer altı sularının çekilmesi ve barajların dolmaması çiftçilerimizi ciddi şekilde endişelendirmektedir. Sulu tarım yapan üreticimizin tek umudu, dış havzalardan su getirilmesine yönelik projelerin bir an önce tamamlanmasıdır. Bu yıl yaşanan don, kuraklık, aşırı girdi maliyetleri artışı ve su sıkıntısı, üreticimizin önünü görmesini zorlaştırmış, ürün planlamasını neredeyse imkânsız hale getirmiştir.”
Dağ Köylerinde Bağcılık Bitme Noktasında
“Karaman merkezde bulunan yaklaşık 45–50 dağ köyümüzde, yıllarca temel geçim kaynağı olan üzüm bağları; Tekel Suma Fabrikası’nın özelleştirilmesi sonrası kuru ve yaş üzüm alımının durması nedeniyle bakımsızlıktan kurumuştur. Ürününü satamayan üreticimiz bağcılığı terk etmek zorunda kalmıştır. Üzüm üretiminden başka geliri olmayan özellikle genç çiftçilerimiz, geçim sıkıntısı nedeniyle şehirlere göç etmeye başlamıştır. Bugün birçok köyümüzde bağcılık neredeyse yok olma noktasına gelmiştir. Oysa geçmişte, dağ köylerimiz Tekel Suma Fabrikası’na üzüm üretirken köylerimizin gelir seviyesi oldukça iyiydi. Üreticilerimiz ortalama 3–4 ton üzüm satabiliyor, alım güçleri yüksek oluyordu. Bugün bazı köylerimizde iklim şartlarına göre kiraz, zeytin, ceviz ve badem gibi alternatif ürünler denenmektedir. Bazı köylerimizde ise ekşikara çerezlik üzüm üretilmektedir. Ancak alım garantisi olmayan bu çeşitlerde fiyat istikrarı sağlanamadığı için üreticilerimiz mağdur olmaktadır. Yine son yıllarda özellikle kırsal alanlarda yaban domuzu popülasyonunda kontrolsüz bir artış yaşanmaktadır. Bu durum çiftçilerimiz için ciddi bir ürün kaybı doğal afet haline gelmiştir”
Destekler Artarak Devam Etmelidir
“Karaman Ziraat Odası olarak, saha ziyaretlerimizde tespit ettiğimiz bu sorunları yakından takip ediyor; üzüm bağlarının yeniden canlanması ve iklimine uygun alternatif ürün desenlerinin oluşması için üreticilerimize destek olmak adına var gücümüzle çalışıyoruz. Özellikle dar gelirli köylerimiz devletimiz tarafından daha güçlü şekilde desteklenmelidir. Karaman İl Özel İdaremizin yıllardır verdiği bağ fidesi, zeytin, ceviz, badem ve meyve fidanı destekleri, üreticilerimize önemli katkılar sağlamaktadır. Bu desteklerin artırılarak devam etmesi büyük önem taşımaktadır”
Girdi Maliyetleri Üretimi Tehdit Ediyor
“Bitkisel üretimin sürdürülebilmesi için gübre fiyatlarının sabitlenmesi ve sübvansiyon sağlanması şarttır. Girdi maliyetlerindeki aşırı artış ve kuraklık, özellikle kıraç arazide üretim yapan köylerimizde büyük mağduriyet yaratmıştır. Bu yıl yaşanan kuraklık nedeniyle birçok köyümüzde hububatta dekarda sadece 50–100 kg ürün alınabilmiştir. Gübre çuvalının yaklaşık 1.800 TL olduğu bir ortamda, gelir seviyesi düşük üreticilerimizin gübre almaya gücü yetmemektedir. Sulu tarım yapan üreticilerimiz için de tablo ne yazık ki iç açıcı değildir. Tüm bu olumsuzluklara rağmen, önünü göremeden üretim yapma riskini alan çiftçilerimizin mutlaka devletimiz tarafından desteklenmesi gerekmektedir”
Sonuç Olarak
“Ülkemizin üretime her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğu bu dönemde; kırsalda teşvik ve destek odaklı yeni bir üretim modeli hayata geçirilmelidir. Kırsal dönüşüm sağlanamaz, hayvancılık aile işletmeleriyle birlikte yönetilemezse; et, süt ve sebze başta olmak üzere gıda fiyatları artmaya devam edecektir. Karaman Ovası’nın su sorununun çözümü için herkes seferber olmalıdır. Dış havzalardan su getirilmesi projeleri en öncelikli konu olmalıdır. İlimize bırakacağımız en büyük miras sudur. Üreten Türkiye’nin, ekonomisi güçlü ve dünya ile rekabet edebilen bir ülke olarak büyümeye devam edebilmesi için; kırsalda yaşam teşvik edilmeli ve Karaman Ovası’na dış havzalardan gelecek sulama projelerine öncelik verilmelidir.”
