Karadeniz Bölgesi’nde Kahverengi Kokarca Alarmı
Karadeniz Bölgesi’nde Kahverengi Kokarca Alarmı
İçeriği Görüntüle

Bu lüksü daha fazla taşıyamayacağımızın farkına varmış olacak ki Tarım ve Orman Bakanlığı yeni bir uygulama başlattı: Kiralık tarla modeli. Temel hedef; iki yıl üst üste işlenmeyen, üretimden uzaklaşmış tarım arazilerini yeniden ekonomiye kazandırmak. Yani bir toprak, sahibinin ilgisizliği nedeniyle üst üste iki yıl boş kaldıysa, devlet bu alanı tespit edip üretim yapmak isteyen başka vatandaşlara kiralayabilecek.

Nasıl mı? Bakanlık, uydu görüntüleri ve arazi taramalarıyla boş kalan alanları belirliyor. Ardından bu araziler, başvuruda bulunan ve tarımsal üretim yapmak isteyen kişilere geçici süreyle kiraya veriliyor. Toprağın sahibi hâlâ toprağın maliki ama üretim hakkı, toprağı işleyecek olana devrediliyor. Elbette süreç sadece devlet eliyle, resmî kurumlar üzerinden yürütülüyor. Başka kanallardan işlem yapmaya kalkanlar hem yasal hem de dolandırıcılık riskiyle karşı karşıya kalabilir.

Uygulama, ilk etapta Konya, Antalya ve Kayseri gibi tarım potansiyeli yüksek bölgelerde başladı. Örneğin sadece Konya’da 10 bin dekar, Antalya’da 4 bin 300 dekar, Kayseri’de ise 1650 parselin boş olduğu tespit edildi. Düşünebiliyor musunuz? Bu kadar geniş tarım alanı, ekilmeden, dikilmeden, ürünsüz bir şekilde kaderine terk edilmiş.

Sahi Kuzum Ne Yapiyoruz Biz2

Oysa şu an bir karış toprağı bile heba etmeye tahammülümüz yok. Çünkü gıda fiyatları sadece ekonominin değil, artık iklim krizinin de esiri. Üretim azaldıkça dışa bağımlılık artıyor, döviz dalgalandıkça ekmek pahalanıyor, mevsimler şaşınca ürünler ya zamanından önce kuruyor ya da hiç yetişmiyor.

Boş arazileri üretime kazandırmak tek başına çözüm olmayabilir ama doğru yönde atılmış anlamlı bir adımdır. En azından tarımı terk eden zihniyeti sorgulamak ve değiştirmek için bir başlangıçtır. Bu topraklarda artık işlemeyen değil, işleyen kazanmalı. Kimse kusura bakmasın ama bu çağda toprağını yıllarca boş bırakan da, onu kurtaracak çözümü görmezden gelen de bu sorumluluğun dışında kalamaz.

Çünkü bugün ekilmeyen bir tarla, yarın kuraklıkla kavrulacak şehirlerin habercisidir.

Ve unutmayalım:

Ağaç varsa su vardır.

Toprak ağaçla tutunur, suyu ağaçla saklar. Kökler suyu bulur, yeşil hayatı getirir. Kuraklıkla mücadele, yalnızca toprağı ekmekle değil, ağacı çoğaltmakla da başlar.

Ama biz, ne ağacı savunuyoruz…

Ne suyu…

Ne de toprağı...

Sahi kuzum, ne yapıyoruz biz?

Kaynak: Senem Yavuzaslan