İznik, antik çağlardan günümüze pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış bu kadim kent, eski adıyla Nicea, hem kültürel dokusuyla hem de özgün mutfağıyla keşfedilmeyi bekliyor.
Gölün bereketli suları, yöre insanına yüzyıllardır zengin bir sofra sunuyor. Balık çorbası ve mangalda pişen yayın şiş, bölgeye gelenlerin mutlaka tatması gereken lezzetlerin başında geliyor. “Çizik” olarak bilinen, çıtır kızartılmış sarı balık, göl kenarında yemek zevkiyle İznik'i farklı kılıyor. Kerevit ise artık gölde nadiren rastlansa da hâlâ İznik mutfağının hatıralarında yaşıyor. Öte yandan zeytin, bölgenin hem gastronomik hem ekonomik simgelerinden biri olarak öne çıkıyor.
Tarih boyunca Bizans’tan Osmanlı’ya uzanan izler taşıyan İznik, adeta açık havada sergilenen bir tarih kitabı gibi. Gölün derinliklerinde yatan batık bazilika, arkeoloji meraklılarının ilgisini çekiyor. Yüksek surları, geçmişin ihtişamını günümüze taşırken; Ayasofya Camii, Hristiyanlık tarihindeki önemli konumuyla dikkat çekiyor. İznik’in simgesi haline gelmiş Yeşil Camii ve dünyaca ünlü İznik çinileri ise bölgenin sanat kültürünü yansıtıyor.
Kendine özgü iklimi, sakin doğası ve huzur veren göl manzarasıyla İznik, hem tarih tutkunları hem de doğada dinginlik arayanlar için ideal bir rota. Zeytinlikler arasında yürüyüşe çıkmak, göl kenarında gün batımını izlemek ya da geleneksel lezzetlerle tanışmak isteyen herkes için İznik, zamanın yavaş aktığı nadide yerlerden biri olarak öne çıkıyor.
