Eskişehir'de yalnız yaşayan emekli çocuk sağlığı uzmanı Dr. Mustafa Savan Günay, evinde ölü bulundu. Ancak bu ölüm, sıradan bir vaka olarak değerlendirilmedi. Sosyal medya üzerinden yaptığı son açıklamalar ve geliştirdiğini iddia ettiği kanser karşıtı formül, hem kamuoyunun hem de yetkililerin dikkatini çekti.
3 Gün Ulaşılamadı Evinde Ölü Bulundu
58 yaşındaki Mustafa Savan Günay, yakınlarının birkaç gündür kendisine ulaşamaması üzerine şüphelenen bir arkadaşı, durumu temizlik görevlisi aracılığıyla kontrol ettirmek istedi. Kapı açılmayınca polis ve sağlık ekiplerine haber verildi. Çilingir yardımıyla eve giren ekipler, Günay’ı yatağında hareketsiz halde buldu. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontroller sonucunda hayatını kaybettiği tespit edilen doktorun cenazesi, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
Sosyal Medya Paylaşımı Gündem Oldu
Dr. Günay’ın bir ay önce yaptığı çarpıcı sosyal medya paylaşımı, ölümünü daha da gizemli hale getirdi. Yaklaşık 100 bin takipçisinin bulunduğu hesabından şu ifadeleri kullanmıştı:
“25 yıldır kanseri çözmeye çalışıyorum. Beni susturmaya çalıştılar. Kapital çomar emirleriyle üzerime geldiler…”
Ayrıca, “Magna Lunaca” adını verdiği ve kanserin %75’ini çözdüğünü iddia ettiği bir formül geliştirdiğini duyurmuştu. Bu moleküler kompleksin, geleneksel tedavi yöntemlerinden farklı olduğunu belirterek “çaresizliğe çare olmak” amacıyla çalıştığını vurgulamıştı.
Söz konusu paylaşımda bir diğer çarpıcı detay ise şu ifadeydi:
“Üzerime gelirseniz, geldiğiniz arabayı ezerim… Çünkü bende damperli bir kamyon var.”
Bu sözler, kamuoyunda baskı, tehdit ve dış müdahale iddialarını da gündeme taşıdı. Sosyal medya kullanıcıları, Günay’ın ölümünün sadece bir sağlık sorunu olmadığını savunarak detaylı bir soruşturma yapılması gerektiğini dile getirdi.
Kanser Üzerine 26 Çalışma Yürütmüştü
Dr. Günay, özellikle kanserle ilgili yürüttüğü 26 farklı çalışma, kendisini bu alanda tanınır hale getirmişti. Son dönemde bağımsız olarak sürdürdüğü projelerde, herhangi bir sermaye grubuna bağlı olmadığını da sık sık vurguluyordu.
