Ziraat Odası Başkanı Başkan yaptığı açıklamada: "Pandemi demedi salgın hastalık demedi çiftçimiz hep üretti. Biz üretmezsek milletimiz aç kalır, biz üretmezsek ekonominin temeli sarsılır” dedi, riskler alarak üretime devam etti. Bu yıl mısır üretiminde açıklanan, hayal kırıklığı yaratan fiyat sonrası şimdide çiftçimiz malı satma hususunda ne yapacağını şaşırmış vaziyette."

Bir 1 kişi ve mısır görseli olabilir

Mısırı işleyen sanayici ,tüccar stoklarındaki fazla maldan ve geçen yıl fiyatın artmamasından piyasalardaki ekonomik gelişmelerden dolayı yeni mahsule yönünü dönüp bakmıyor. Fiyatlar serbest piyasada sezon başında neredeyse yerlerde sürünüyor. TMO yüksek fiyat açıklayıp ÇKS'de arz edilen bütün ürünü alacağını beyan etse de maalesef altyapı ve personel olarak buna yetersin hazırla değil.

Ne var ki bütün ülke sathında TMO elinden gelen çabanın fazlasını göstererek çiftçileri mağdur etmemeye çalışıyor. TMO'nun açıkladığı fiyatların serbest piyasanın çok üzerinde gitmesi alım konusunda tek aktörün kendisi olmasını sağladı. Ancak lisanslı depoların ve TMO alım merkezlerinin şu anki hali 50 litrelik suyu 5 litrelik bidona doldurmaya benzer. Devletimizin verdiği teşviklerle kurulan TMO ile anlaşmalı LİSANSLI DEPOLAR’ ın maalesef alım politikası sağlıklı bir şekilde yapılmadığı, kapasitelerini tam açıklamadığı kanaatindeyim, bu yüzden Ticaret Bakanlığı yetkililerini gerekli denetimi yapmaları için göreve davet ediyorum.

Karaman’da hasadın başladığı şu günlerde Çiftçi ürettiği mısırı evinde ambarına, garajına, deposuna mı döksün, römorkunda, kamyonunda mı bekletsin, randevu açılır mı acaba diye oğlunu, kızını telefonda, bilgisayarda internet başında mı bekletsin, bölgemde hangi lisanslı depo var, hangisine yıkacağız acaba diye sabah akşam randevu almak için stresten kendini mi yesin? Günü gelen ilaç, gübre, tohum ve akaryakıt borçlarını nasıl ödesin?

Bu çiftçinin suçu ne?

Bir yandan son ekonomik gelişmeler ve motorine yapılan ÖTV zammı ile Çiftçi petrollerin pompasına yanaşmaya korkar oldu. Ürününü naklettirecek kamyoncu nakliyeye zam ister, mısırını derdirecek biçerci zam ister.Ülke ekonomisinin yaşadığı sıkıntıların yükü çiftçinin boynuna vurulmamalıdır.

TMO ve Tarım bakanlığı kesinlikle bu süreçten sonra iç piyasada mısır ve hububatı sanayiciye kesinlikle ucuza vermeyeceğini deklare etmeye devam etmelidir. TMO'nun depoları dolduktan sonra Çiftçiyi esnafın ve sanayicinin eline bırakmadan,  düşük fiyatlardan ürünü satıp da zarar etmesine mani olmalıdır.Tarım Kredi Kooperatiflerinin mısır alımında fiyatları yüksek yönlü revize ederek daha aktif bir rol üstlenmesini sağlamalıdır. TMO'nun aldığı ürünlerin bedellerini 30 gün dense de ödemeler özellikle hububat ödemeleri son zamanlarda 50-60 günü buldu.

Ödemeler en azından 30 gün içinde bir defada çiftçilerin hesaplarına yatırmalıdır ki Çiftçi borcunu ödeyebilsin.Önümüzdeki süreçte yoğunlaşacak mısır hasadının getireceği sorunları da şimdiden kestirip ona göre lisanslı depolarda önlemini almalıdır. Sonuç olarak özetle, bu yazıyla maksadımız bağcıyı dövmek değil, ülkemizdeki tüm tarım paydaşları ve vatandaşlarımız ile üzüm yiyebilmektir.

Derdimiz bir yerlere şirin görünmek, bir yerleri karalamak, bir yerlere muhalefet etmek değildir.  Yazıma burada son verirken devlet büyüklerimizin ve yetkililerimizin bu çağrımıza kulak vereceklerini umut ediyor, zirai bir STK Başkanı olarak sorunlarımıza çare arayıp, gelecek günlerimizin daha bereketli, çiftçilerimiz açısından daha huzurlu ve kazançlı olmasını diliyorum." ifadelerini kullandı.

Editör: Mehmet Akif Orhan