Japonya dünyanın 2. Büyük ekonomisidir. Dünya savaşında büyük bir yenilgi alması ve kısa sürede Japonya’nın hızla kalkınması gibi dünyanın büyük ekonomisi haline dönüşmesi Japon mucizesi olarak isimlendirilmiştir. 1980’li yıllarda Japonya ekonomisi o kadar gelişmiştir ki “Japan As Number One” sloganıyla en büyük güç planı hazırlanmaya başlamıştır.

1990 yıllarında Japonya ekonomisi durgunluk geçirmiş ve büyüme azalmakla birlikte işsizlik artmıştır. Japonya 2.Dünya savaşı sonunda ekonomisinde oldukça iyi olmuş olduğunu göstermekle birlikte, doğan etkenler ileriki zamanda durgunluğun sebebi haline gelmiştir. Japonya Keiretsu ve güçlü bürokrasiden oluşan, 3 elden yönetilmiştir. Bu 3 güç merkezi arasında iş birliği Japonya’nın kendine güvenmesini sağlamış ve karar vermesini önemli ölçüde etkilemiştir.

Keiretsular kendi içinde yarattığı bankalarla gerek duyduğu finansı çok büyük ölçüde kazanmış, hükümetin yönetilmesi, yönlendirilmesi ve dünyada ön sıralara yerleşmesini sağlamıştır. Ancak tüm bunlar zaman geçtikçe Japonya aleyhinde işlemeye çoktan başlamıştır. Devlet tarafından kullanılmaya mahkûm olmaları nedeniyle, Keiretsular piyasa koşullarından çok birlik mekanizmasına dayalı olarak karar verme aşamasına geçmiştir.

Sonunda ise Japonya’nın ekonomik itici gücünden sıyrılarak gittikçe katlanılması mecbur olan bir güce dönüşmüşlerdir. Özellikle içlerindeki bankadan sürekli halinde keyfi kredi kullanmış olmaları kaynakların verimli olmayan keyfiyeti yüksek projelere kullanılması ve geri ödenmesi mümkün olmayan kredilerin kullandırılmasına yol açmaya başlamıştır.

Keiretsu şirketinin bu yanlış yollara sapmasının başka bir sonucu ise kâğıt üstündeki arsa, ev fiyatlarının aşırı yükselmesi olmuştur. 90’lı yıllarda ise ev, arsa fiyatlarında spekülatif artışlar gerçekleşmeye başlamıştır. Ev-arsa fiyatların yüksek fiyattan satılmaya başlandığı, ücretlerinin şişirilmeye başlandığı, Bubble dönemi 1991’de son aşamaya gelmiştir.

Gayrimenkullerin fiyatları ve hisse senedi fiyatları dipleri görerek, Japonya ekonomisi durgunluk içine girmiştir. Aradan kaç yıl geçmiş olmasına rağmen sorunlar ve bunların sinyallerinin hala saptanamaması çok büyük önem arz etmektedir. Japonya’da görülen bu durgunluk sonucunda ev-arsa fiyatlarında yani gayrimenkullerin fiyatlarındaki düşüler hisse senetlerindeki aşırı fiyat düşmesi, işsizlikte yükseliş gibi daha birçok olumsuzluk büyük önem arz etmekle birlikte, ekonomik yapıdaki temel sorun teşkil eden nedenler arasında gösterilir. Japonya ekonomisinin temel problemleri içinde ekonomik yapı geleceği görememe gibi nedenler yüzünde tüketime yönelik eğilim azalmıştır. Bu tüketim eğilimi ücretlerin azalmasına bunun sonucunda da ekonomik durgunluğa yol açabilir.

Editör: Nejla KOÇ