ÖLÇÜ sihirli kelime. VAR olanı, YOK olanı rakamlarla, geometri ile sözcüklerle tarif eder. VAR olanı toplayıp, VAR edeninin varlığını ispat edecek şekilde izah eder ÖLÇÜ. YOK olanı ise VAR olandan çıkararak ispat eder ÖLÇÜ. ÖLÇÜLÜ BÜYÜME, ÖLÇÜLÜ ÇOĞALMA. ÖLÇÜNÜN önemini insan hücresinden, ölçüsüz insan yaşamına yani, zerreden kürreye anlatırsak daha iyi anlaşılacaktır. Bir canlı hücresinden örnekleme ile ölçüsüzlüğün zararını daha iyi anlayabiliriz. Kanserli hücre oluşumu örneğini ele alalım. Hücre, genetik hasar görme, bozulma ile diğerlerine göre ölçüsüz büyüme ve çoğalma ile tümör olup, kötü huylu kansere dönüşebiliyor. Böyle bir ÖLÇÜSÜZ gelişme canlı vücudunda yüksek risk oluşturabildiğine göre, bu büyümenin insan hayatı için zararlı bir büyüme olduğunu anlıyoruz. Canlılar ve insanların günlük ve ortalama hayat süreçlerinde ölçüsüz yaşaması, ölçüsüz tüketmesi, ölçüsüz kirletmesi, kaynakları israf etmesi, hem dünya kaynakları, hem de canlı hayatı ve dünya varlıkları ve de çevre varlıklarının sürdürülebilirliği için yüksek risk oluşturabiliyor. İnsan hayatında da ÖLÇÜSÜZ yaşam; hem kendi hayatını, hem de biricik dünyayı tahrip edip, yaşam alanları ile çevresini kanserli hücre gibi tahrip ediyor. Ayrıca yaşam şartlarını negatif yönde dönüştürme potansiyeline sahip olabiliyor. Bir reklamın slogan olarak seçtiği “olmasa da olur” söylemi var ya, öyle kafama yer etmiş ki, her alışverişimde ve israf edeceğimi düşündüğüm tüketim ürününde bana fren oluyor. Gereğinden fazla aldığımız ve kullanmadığımız her türlü malzemeler, üretim sürecinden itibaren gerekli olan doğal kaynakların ve insan emeğinin kaybına sebep oluyor. Bir sonraki aşama bunların çöpe dönüşmesi, hava kirliliği, kaynak kirlenmesi, karbon ve plastik atığından dağların oluşmasıdır. İnsan olarak ne kadar çok imkan ve maddiyata sahip olursak olalım, ÖLÇÜLÜ yaşamaya bakalım. Hem kendi sağlığımızı, hem dünya yaşanabilirlik kalitesini koruyalım. Ne kadar çok varlığa sahip olurlarsa olsunlar; ÖLÇÜLÜ yaşamayı çocuklarımıza ve torunlarımıza öğretelim. Onları bu bilinçle eğitelim. Gelecek nesillere sağlıklı ve mutlu bir dünya bırakalım. Tüketim konusunda “olmasa da olur” ilkesini, ölçülü hayatın ve biricik dünyanın “olmazsa olmazı” yapalım.