Karaman ilimiz tarihi, kültürü, coğrafi durumu ve de tarımı bakımından İç Anadolu’ da ayrı bir yerde ve konumdadır. Ben bu yazımda sizlere Karaman’ da tarımın kısımlarından olan meyvecilik ve bahçeler hakkında kalemimin yazdığı bazı kişilerden aldığım bilgilerle beraber kendi yaşantımlarla olan kaynaklı meyvecilikten bahsetme gayretinde olacağım.

Karamanımızda eski yıllardan veri akar su olarak Fisandun çayı, İbrala çayı ve Kürt deresi olarak üç yöremiz var idi. Bunların şimdilerde önlerine sulama amaçlı barajlar yapılmıştır. Barajların yapımından sonra bazı bölgelerin tarla ve zamanında sular verilmediğinden ve de sulama işleri yeraltı kuyularının açılmasına başlangıç olmuştur. Bil hassa ova köylerimizde bu kuyuların çokluğu ile de yeraltı sularında azalmasına sebep olmaktadır. Bu konu çok daha derin yazılacak ve anlatılacak derin bir yaramızdır. İleriki günlerde de bunu ele alıp ilgililerden aldığım bilgilerle sizlerle buluşurum.

Gelelim bizim konumuza meyvecilik ve bahçeleri nasıl başladı ve gelişerek bugün ki duruma gelişmesidir. Bildiğim kadarıyla ilk elma bahçesinin meydana gelmesine öncülük yapanlardan babam Nuri KOÇAK, Kel Osman namı ile anılan Osman BABAOĞLU ve Dr. Mehmet ARMUTLU ‘dur. Bu üç önderimize Allah’ tan Rahmet Dilerim ve Ruhları şad olsun yerleri cennet mekanı olsun derim.

1954 yıllarında Nuri Koçak elma fidanlarını (Amasya ve Stargink ) olmak üzere Bursa ve Amasya’ dan getirerek Deve Sulağı mevkindeki tarlasına dikmiştir. Yine aynı yıllarda da kendisi sebze halinde esnaf olan ve bu işlerle (Meyve ve Sebze) uğraşan satan toptan ve parakendeci olan Osman Babaoğlu’ da şimdiki şaraf fabrikasının olduğu yerdeki tarlasına bu meyve fidanlarını dikmiştir. Sonraki yıllarda da Dr. Mehmet Armutlu’ da eniştesi Yahya Hıdır ile ortak olarak Güdümen yolu kenarında Devlet Demir Yoluna Yakın bir bölgede meyve fidanlarını dikmiştir.

Bu meyve fidanlarının bakımı, ilaçlanması, budaması, sulaması gibi konularında elbetteki bir bilene danışmak ve de işbirliği yapmak gereklidir. O yıllarda Ziraat Odası ilçemizde çalışan Turan Baskan, Hanifi Elmalı isimi Ziraat teknisyenli Karaman’ lıbüyüklerimizinde ilgileri ve yardımları ile bu meyvecilik yavaş yavaş önem kazanarak geç de olsa Karaman’ ımızda bir değere ve önem kazanmıştır. Hatta ki Karamanda elma meyvesinin yetiştiği ve geliştiğinin tanıtımı bakımından da Dr. Baha Müderrioğlu’ nun senatör olduğu yıllarda Mut yolu üzerindeki Medreselik Köyü girişinde bir elma yetiştirme yarışması yapılmıştır. Bu yarışmada Nuri Koçak stargink elmasında birinci olmuştur. İkinci ise Osman Babaoğlu olmuş. Amasya elmasın da ise Medreselik köyünden ismini hatırlamadığım bir çiftçimiz almıştır. Burada da ikinciliği Nuri Koçak almıştı, yarışmalar sonunda birincilere ilaçlama sırt tulumbası, ikincilere de bağ ve ağaç budama makası, bıçkısı gibi hediyeler verilmiştir. Ayrıca bu kazanan kişilerin bir yıl boyunca her türlü bakım ve ihtiyaçları da ilçe tarım ve ziraat odası tarafından yapılmıştır.

Zamanla gelişen bu meyvecilik üzerine sanayicimiz ve bazı iş adamları ile esnaflarımızda el atarak daha da geliştirmiştir. Bilhassa sanayicilerimizden Bifa Bisküvi A.Ş. , Saray Bisküvi A.Ş. , Duru Bulgur A.Ş. , Şimşek Bisküvi A.Ş. ‘leri ile birçok doktor, avukat, muhasebeci gibi kurum sahipleri katma değere hizmetlerinden dolayı da şahsen teşekkür ederim.

Gelelim eski yıllardaki bahçecilik ve meyve bahçelerine. Yazımın baş taraflarında da belirttiğim gibi bağbahçeler daha ziyade dere suyu ila rahat sulanabilen bölgelerde yapılmış ve gelişmiştir. Bunların çokluk olduğu bölgele de Gölyeri tabir ettiğimiz Siyahser Mahallesi, Sakabaşı Mahalleleri, Karaman Oğlu Mehmet Bey Mahallesi, Çeltek Mahallesi (Kazalpa Mevki) gibi mahalle sınırlarında olan bahçelerimizdi. Bunlar içerisinde en büyük ve gelişmiş olduğu kadar meyve çeşitleri bol olan bahçede Hacı Sami Tartan’ ın bahçesidir. Bu mevkideki bahçelerin isimleri üzerinde bana her zaman bazı konularda da yardım olan ve en eski yıllarımızın kırtasiye sahiplerinden ve şimdilerde mütevazı bir hayatı dost, ahşap bürosunda okumakla yazmakla ömrünü geçiren değerli arkadaşım Remzi Tartan’ a çok teşekkür ediyorum. Bu bölgedeki bahçelerde Kel Raşit’ in bahçesi, Baş kâtip Kemal Kayserilioğlu’ nun bahçesi, Akküllahların bahçesi, Helvacı Tahsilerin bahçesi, Hacı Sami Tartan bahçesi, Ebe Fatma Hanımın bahçesi, Muharrem Gümüşün bahçesi, Çataklı Ali Efendinin bahçesi, Yağlı Kayış İbrahim’ in bahçesi, Demircilerin bahçesi, Farabi Özatalay’ ın bahçesi, Avukat Ali Tartanoğlu’ nun bahçesi, Hacı Saminin iki parçalı bahçesi, Hadi Efendilerin Bahçesi, Fahri Boynukalın’ ın bahçesi, Müftü Zade Ahmet efendi’ nin bahçesi, Gargaralı Halil Efendi’ nin bahçesi, Emin İbrahim Kayserilioğlu bahçesi, Osman Hicabi’ nin bahçesi, Avı İrfan Baran’ ın bahçesi, Bağırsakçı’ nın bahçesi, Goreşın Cevdet’ in bahçesi, Eserlerin bahçesi, Bozkırların bahçesi, İmaretin o taraflarında Kadı Beylerin onun karşısında Kayserililerin Celil Efendinin bahçesi, Tahir Hocanın ve Balamalı Durmuşun bahçeleri gibi ufak tefek bahçeler mevcuttu. Şimdilerde buralarda bahçeler değil betonlarla yükselmiş evler, sağlık ocakları, okullar ve marketler yer almaktadır.Birde şimdilerdeki elma bahçeleri de daha ziyade Kılbasan ve Güdümen yolu ve Mut yolu güzergahlarında yapılmaktadır. Bu meyve bahçelerinin yazımı içerisinde unutmuş olduğum ve yazılmamış olan bahçe ve meyve üreticiler elbette vardır. Onlardan özür dilerim ve onlar da benim kalbimde ve gönlümde ayrı bir değerleri vardır. Karaman tarımına ekonomisine, kültürüne ve tarihi değerlerine değer verip çalışan bütün kişilere ve toplumlara canı gönülden teşekkür ederim.

Bütün bu birlik ve beraberliğin daim olmasını, bu ateşin sönmemesi temennisiyle herkese ve her topluma sağlıklar başarılar dilerim.