Ve kadınlar

Bizim kadınlarımız:

Korkunç ve mübarek elleri,

İnce, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle

Anamız, avratımız, yârimiz

Ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen

Ve soframızdaki yeri

Öküzümüzden sonra gelen

Ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız

Ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki

Ve kara sapana koşulan

Ve ağıllarda

Işıltısında yere saplı bıçakların

Oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan

Kadınlar,

Bizim kadınlarımız.

der, şairimiz Nazım Hikmet…

Yaşamının son günlerinde, anlamsız bir işkenceden geçirdiğimiz kadınlarımızdan biridir Türkan Saylan…

Bir vizyon kadını, bir bilim öncüsü, bir sağlık ve eğitim gönüllüsü ve bir çağdaşlaşma neferidir Türkan Saylan…

Anadolu’nun kırlarında, bayırlarında, dağlarında, ovalarında, yaylalarında, köylerinde ve kentlerinde açan on binlerce kardelenlerin annesidir Türkan Saylan…

Gecesini gündüzünü hastalarına ayırarak; yorulmadan, yılmadan ve bıkmadan şifa dağıttığı hastalarının anasıdır Türkan Saylan…

Evrensel değerler ışığında, tüm ulusların saygı duyduğu ama ülkesinde sabaha karşı evi basılarak işkence yapılandır Türkan Saylan…

Baskılara boyun eğmeyen, doğru bildiğinden dönmeyen, hayatını hastalarına ve kardelenlerine ayıran ve kanser illetine yenik düşendir Türkan Saylan…

1935-2009 çağdaşlaşma, bilim, eğitim ve demokrasi ekseninde yetmiş dört yıl dolu dolu yaşayandır Türkan Saylan…

Ürettiği değerleriyle ve eserleriyle; insanlıktan, bilimden, çağdaşlıktan, demokrasiden, sağlık ve eğitimden yana olanların yüreklerinde yaşayandır Türkan Saylan…

Sana yapılan baskıyı ve reva görülmeye çalışılan zulmü, şiddetle kınıyorum ve seni saygıyla, minnetle ve şükranla bir kez anıyorum.

Huzur içinde uyu;

Yılların bilim insanı TÜRKAN SAYLAN…