Yaz, kış denilmiyor; canı sıkıldıkça ya da canı istedikçe söylenilmeye başlanılıyor.

Kanal İstanbul, dillerden düşürülmeyen bir şarkı da, neden asırlar önce bu şarkıyı yazıp okumamışlar, insanlar acaba?

Bakalım:

İstanbul, Antik Yunan kentleri tarafından M.Ö 667 yılında bir koloni olarak kuruldu, M.Ö. 196 yılında da Roma’nın eline geçti.

330.Yılında, Roma İmparatoru Konstantin, İstanbul’u Roma İmparatorluğunun başkenti yaptı. Adı, Konstantinopolis oldu.

395. yılında da İstanbul, Bizans’ın yani Doğu Roma İmparatorluğunun başkenti oldu.

1453.Yılında Osmanlı İmparatorluğunun başkenti oldu.

İstanbul, 1593 yıl, üç büyük imparatorluğa başkentlik (merkezlik) yapan bir kent…

I.Dünya Savaşı’ndan sonra 30 Ekim 1918 yılında yapılan Mondros Ateşkes Antlaşmasının 7 ve 24. Maddelerine dayanarak İtilaf Devletleri, 13 Kasım 1918 tarihinde İstanbul’a girdiler ve İstanbul’u fiilen işgal ettiler. İngilizler, 16 Mart 1020 tarihinde de İstanbul’u resmen işgal ettiler. İstanbul, bu işgalden 6 Ekim 1923 tarihinde, Şükrü Naili Paşa komutasındaki Türk Ordusunun İstanbul’a girmesiyle son buldu.

13 Ekim 1923 yılında Ankara’nın Başkent olmasına kadar da başkentlik durumu sürdü.

İstanbul, kayıtlarda Konstantinopolis olarak geçmekte iken 1930 yılında İstanbul olarak kayıtlara girdi.

330 yılından 1923 yılına kadar başkentlik yapan İstanbul’u üç büyük imparatorluğu yöneten yüzlerce imparator, sultan ve cumhuriyetten bu yana da 11 cumhurbaşkanı devlet yöneticiliği yaptılar. Bu insanlar hiç mi rantı düşünmediler ya da hiç mi inat etmediler de akıllarına İstanbul’a bir kanal açmak gelmedi?

Bu yöneticiler, İstanbul’u bulmalarını istedikleri şekilde bırakmışlar, hiçbir yönetici ihanet ederek, orasından burasından delik deşik etmemiş.

Bu yöneticiler, yokluk ve yoksulluk içinde kıvranan halkından aldıkları vergilerle; Kanal İstanbul gibi, fantezi işlerle uğraşmamışlar.

İstanbul, doğal güzellikleriyle dillere destan bir kent…

İstanbul, yapay güzelliklere gereksinim duymayan bir kent…

İstanbul, doğal güzellikleriyle asırlar boyu şiirlere ve romanlara konu olan bir kent…

İstanbul Türk, Rum ve Latin kültürlerinin bir arada yaşadığı bir kenttir. İstanbul’un kanal açılmak amacıyla delik deşik edilmesi, bu kültürleri yok etmez mi?

Kanal İstanbul’un kime, kimlere ve vatandaşlara ne yararı olacak?

Konumu ne olursa olsun; bu ülkede yaşayan her vatandaşın görevi, ülke topraklarının bütünlüğünü korumaktır; orasından burasından delik deşik yapmak değildir inancındayım.

İstanbul Roma’dır, Bizans’tır, Osmanlıdır, Türkiye Cumhuriyetidir…

İstanbul’u kuran Konstantin’e, fetheden Fatih Sultan Mehmed’e, ve işgallerden kurtaran Mustafa Kemal Atatürk’e selam olsun.