İşgal ve zulüm altında inlemekte olan bu millete

Yağmur sonrasındaki toprak gibi kokardı

Yeni doğan bir çocuk başı gibi kokardı

Ve dağ yamaçlarında yetişen

Kan kırmızı gelincikler gibi kokardı özgürlük

Asırlarca sürülmüş tarlalarda koştular

Bazen görülmez yerlerde buluştular

Ve yıllarca esaret altında kaldılar

Ve hiç yılmadılar

Yarı aç yarı tok

Ayaklarında çarık

Ve bir damlacık su ile

Kadın erkek yaşlı ve çocuk özgürlük için

Savaştılar

Ve bir gün

Bağımsızlık benim karakterimdir diyen

Ve yedi düveli

Çanakkale sularından geçirmeyen

Özgürlük savaşçısı

Siyah kalpaklı adam

Ve yanında hiç eksik olmayan

Birkaç gencecik fidan

Dağlar kadar dalgalarla boğuşa boğuşa

Yılmadan ve birbirinden ayrılmadan birlikte

Yoksa ne çıkar topumuz tüfeğimiz

Ya istiklal ya ölüm diyerek

Süngülerin parıltıları arasında

Birlikte özgürlüğe yürüdüler

Serin rüzgârların estiği Kuzey’den

Yaktılar özgürlük meşalesini

Ve kurdular özgürlüğün yıkılmaz kalesini

Ve omuz omuza vererek Samsun’da açılan kollar

Sarıp sarmalayıp Anadolu’yu kucakladılar

Ve dağlardan ovalardan ve yaylalardan

Ve kim varsa özgürlüğe susayanlar

Ve alınlarına güneşin şavkı vuranlar

Dudaklarında özgürlük türküleriyle binlercesi

Toprak hava ve su gibi yaşanmalıdır özgürlük

Ve biz yıllarca hasretini çektik diyerek

Ve bir sel gibi akarak Samsun’a girdiler

Analarının ak sütü kadar helal

Ve yıldızlar kadar uzak olan

Özgürlüğü yaşamak için