Çocuk Gelişimi Danışmanı Şeyma Akgün Nur, hem çocuk hem de aileler için yeni ve farklı bir deneyim olan uzaktan öğrenme sürecinde çocukların ve ebeveynlerin yaşadığı sıkıntılara vurgu yaparak bazı tavsiyelerde bulundu.

Korona virüs salgınından önce, ebeveynlerin sık sık çocuklarının okul gününde dijital medya kullanımının miktarı hakkındaki endişelerini dile getirdiklerini belirten Çocuk Gelişimi Danışmanı Şeyma Akgün Nur, uzaktan öğrenmeye geçişin bu endişeleri daha da şiddetlendirdiğini söyledi. Nur; “Pandeminin diğer tüm stresleriyle birleştiğinde, ebeveynlerin uzaktan öğrenmeye karşı mükemmeliyetçilikten umutsuzluğa kadar değişen bir dizi tepkisi olabilir. Bu konuda bir uzmandan yardım almak; ebeveynlerin durumlarına karşı duygusal tepkilerini belirlemelerine yardımcı olabilir ve ebeveynlerin öfkeleri, umutsuzlukları, yorgunlukları ve çaresizlikleri hakkında konuşurken kendilerini güvende hissetmelerini sağlayabilir. Ebeveynler öncelikle şu noktayı atlamamalıdır ki; çocukların beyinleri en iyi ekranlar aracılığıyla öğrenecek şekilde tasarlanmadı ve çoğu teknoloji programı da çocuklara öğretmek için tasarlanmadı” diye konuştu.

"Çocukların bir fikir sunmak veya başkalarıyla birlikte gülmek için seslerini açmasına gerek yoktur"
Ebeveynler için çevrimiçi öğrenme ile okul ortamı arasındaki farklara değinen Çocuk Gelişimi Danışmanı Şeyma Akgün Nur, şu örnekleri verdi; "Video platformları, grup aktivitelerinin sosyal ortamını sunmaz. Çocuklar, görüntülü sohbette gördükleri gibi, grup aktiviteleri süresinde kendi yüzlerini görmezler. Şahsen, sınıf arkadaşlarının yüzlerinden ve sınıfın paylaşılan alanından gelen tüm bilgileri işlemek daha kolaydır ve bu nedenle, dikkatin nereye odaklanacağını bilmek daha kolaydır. Çocukların bir fikir sunmak veya başkalarıyla birlikte gülmek için seslerini açmasına gerek yoktur. Çocuklar çevrim içiyken sosyal medya, internet aramaları veya video oyunları aracılığıyla sonsuz miktarda eğlenceye erişebilir ve bu da onları dersler sırasında çoklu görev yapmaya yönlendirebilir. Zorlandıklarında veya sıkıldıklarında, birçok çocuk bilgisayardan eğlence ve oyun sitelerine ulaşabilir. Okulda çocuklar sıkıldıklarında sınıfta hareket ederler, dışarı çıkarlar ve tüm duyularını harekete geçiren, gözlerini yeniden odaklayan ve eklemlerini geren diğer aktiviteleri yaparlar. Bunun aksine, pek çok çocuk gün boyu dizüstü bilgisayarında gözleri ile aynı noktada oturuyor ve çok algılı bir yaklaşımla öğretilen derslere erişemeyebiliyor. Bu noktada dersi takip edememe, dersten kopma gibi durumlar yaşanabiliyor” dedi.

"Ebeveynler, çocukların zorlandıkları noktaları öz-şefkatle dinlemeli”
Akgün Nur, uzaktan öğrenme döneminde; ebeveynlerin bu süreç ile en iyi başa çıkma stratejilerinin; egzersiz yapmaya, yeterince uyumaya, aileleriyle olumlu zaman geçirmeye çalışmaları ve gerekirse yakın çevre veya uzmanlardan destek görmeleri olduğunu belirterek; “Uzaktan öğrenmenin zorluklarına işaret etmek, ebeveynlerin cesaretini kırmak için değil, bunun mükemmel olmayan bir düzen olduğunu ve işler mükemmel gitmediğinde kendilerine ve çocuklarına karşı nazik olmaları gerektiğini anlamalarına yardımcı olmak için vurgulamaktayız. Ebeveynler, çocuklarla birlikte çevrimiçi öğrenmeyi konuşurken, neden bu kadar zor hissettirdiğini ifade etmelerine yardımcı olmalı, zorlandıkları noktaları öz-şefkatle dinlemeli, başka çocuklarla kıyaslamaya girmemeli, çocukların verdikleri geri dönüşler doğrultusunda ev-ortam düzenlemelerine gitmelidirler” şeklinde konuştu.