"Sesi hoparlöre verdi ve bana ‘sus' işareti yaptı, kreş yapmıyorlarsa ben de Keleşoğlu'na o projeyi yaptırmayacağım dedi"

Hazırlanan iddianamede, şüpheli Dursun Keleş'in 14 Haziran 2025 tarihli ifadesine yer verildi. Keleş ifadesinde, 2020 yılının başlarında Adem Soytekin'in kendisini aradığını söyleyerek, "Bana ‘patron (Ekrem İmamoğlu) beni arayıp Keleşoğlu bir kreş yapsın dediğini söyledi...Bunun üzerine telefonundan bir arama yaptı, sesi hoparlöre verdi ve bana ‘sus' işareti yaptı. Telefondaki kişiye 'başkanım Dursun Keleş'in yanındayım, kreş yapmayacaklarmış, kendisiyle anlaşamıyoruz' dedi. Bunun üzerine karşıdaki kişinin Ekrem İmamoğlu olduğunu anladım ve ‘kreş yapmıyorlarsa ben de Keleşoğlu'na o projeyi yaptırmayacağım' dedi" diye konuştu.

"Tarafıma yapmış olduğu tehdit ve baskıdan dolayı dairelerin devrine söz vermek zorunda kaldım ancak kreş yapımında kullanılacak, satın alınacak malzemeler konusunda dairelerin devrini alan şirketten şirketimize fatura kesmelerini istedim"

Hazırlanan iddianamede 5.eylem olarak Beylikdüzü'ndeki ‘Deniz İstanbul' isimli İnşaat Projesi'nden Veysel E. aracılığıyla şüpheli Adem Soytekin'in 3 adet daire, Fatih Keleş'in 1 milyon dolar rüşvet alması olayı anlatıldı. İddianamede olaya ilişkin ifadesi yer alan Keleş, İmamoğlu'nun kendisine 'kreş yapmıyorlarsa ben de Keleşoğlu'na o projeyi yaptırmayacağım' demesinin ardından ticari olarak kendilerini zarara uğratacaklarından çekindiğini belirterek, "Adem'e gözümle teklifini kabul ettiğimi belerttim ve gözlerimi kırptım. Bunun üzerine ‘başkanım merak etmeyin ben kendileriyle bir şekilde anlaşacağım' deyip telefondaki görüşmesini sonlandırdı. Tarafıma yapmış olduğu tehdit ve baskıdan dolayı dairelerin devrine söz vermek zorunda kaldım ancak kreş yapımında kullanılacak, satın alınacak malzemeler konusunda dairelerin devrini alan şirketten şirketimize fatura kesmelerini istedim. Fatura konusunda beni aylarca oyaladılar. Israrla fatura istememe rağmen fatura kesilmedi. 2020 yılının Şubat ayında Deniz İstanbul isimli projemizin Mercan Konaklarında E4 Blok No: 1, F3 Blok No: 3, F2 Blok No: 3 numaralı dairelerin devrini Sulkar İnşaat'a yaptım. Karşılığında şirketimize hiçbir ödeme yapılmadığı banka kayıtlarından görülecektir" ifadelerini kullandı.

İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu ile oğlu Selim İmamoğlu, savcılığın talimatı üzerine ‘rüşvet ve suç gelirlerini aklama’ suçlamalarıyla ilgili olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şubesi’ne gelerek ifade verdi.

Kulislerde “CHP’ye Katılacak” İddiası

Bazı basın organlarında, Koray Aydın’ın CHP’ye geçeceği ve bu süreçte Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın da devrede olduğu yönünde haberler yer almıştı. Hatta Aydın’ın yakın çevresine “CHP’ye katılırsam tepki olur mu?” şeklinde sorular yönelttiği iddia edilmişti.

Koray Aydın, söz konusu haberlerin ardından sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla iddialara son noktayı koydu. Aydın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Bağımsızlık Vurgusu” Dikkat Çekti

Aydın’ın açıklamasında özellikle “bağımsız Türk milliyetçisi” ifadesine yer vermesi, siyasette bundan sonraki adımlarına dair ipuçları olarak yorumlandı.

Koray Aydın cephesi, herhangi bir partiye geçiş planının gündemlerinde olmadığını vurgulayarak, Aydın’ın mecliste bağımsız bir çizgide siyaset yapmayı sürdüreceğini belirtti.

Konuyu değerlendiren YSK, kongrenin usulüne uygun başladığını ve seçim kurullarınca durdurulamayacağını belirterek talebi reddetti. YSK Başkan Vekili Ekrem Özübek, “Usulüne uygun olarak başlamış kongre süreçleri ilçe seçim kurullarınca durdurulamaz” açıklamasında bulundu.

Nilüfer eski Belediye Başkanı Turgay Erdem’in de aralarında bulunduğu 23 kişi hakkında soruşturma gerçekleştirildi. Bu sabahki operasyonda 21 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin ev ve işyerlerinde arama yapılırken, şahıslar hakkında çok yönlü soruşturmanın sürdüğü öğrenildi. Şahıslar hakkında rüşvet alma, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, kurulan örgüte üye olmak, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçundan işlem yapılıyor.

2 kişiyi de yakalama çalışmalarının sürdüğü öğrenildi. Arama işlemlerinin ardından Turgay Erdem Emniyet Müdürlüğü’ne getirilecek.

Erdoğan ve liderlerin Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu hakkında konuştukları öğrenildi.

“Planlı Bir Şey Değildi” Savunması

Tutuklu sanık Selçuk Tengioğlu, duruşmada yaptığı savunmada saldırının planlı olmadığını belirterek, “Aslında çok şey söylemek istemiyorum. Kasti bir durum yoktu. Rahmetli siyasetçinin cenazesini öğrenince oradaydım. Özgür Özel’e tepki göstermek istedim ama kasıtlı bir eylem değildi” dedi.

12 Ay Hapis ve Tahliye Kararı

Mahkeme heyeti, sanığı “basit kasten yaralama” suçundan 12 ay hapis cezasına çarptırdı. Ancak verilen ceza sonrası sanığın tahliyesine hükmedildi.

Ayrıca, Yusuf Gögerkaya, Berhan Şimşek, Mustafa Yavuz, Zeynel Kızılkaya, Atakan Demirci, Koray Göbel, Ömer Kutlu ve Cevher Sönmez’in Merkez Yönetim Kurulu tarafından tedbirli kesin çıkarma cezası talebiyle YDK'ya sevk edilmelerine yönelik itirazlarının reddedildiği ve tedbir kararının devam ettirildiği bildirildi.

AK Parti’den açıklama

Gelişmelerin ardından AK Parti, Ahmet Sungur’un "tedbirli olarak" partiden kesin ihraç talebiyle Merkez Disiplin Kurulu’na sevk edildiğini duyurdu.

Parti tüzüğüne göre, genel merkez kararıyla ya da belirli sayıda üyenin imzasıyla talep edilebilir. Amaç, partinin geleceğine yön verecek konuların daha fazla gecikmeden ele alınmasıdır.

CHP’de yapılacak olağanüstü kurultayda ise sadece genel başkanlık seçimi değil; Parti Meclisi (PM) ve Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) gibi kritik organlarda da yenilenme ve güven oylamaları yapılacak. Bu yönüyle kurultay, sadece bir seçim değil, partinin gelecek vizyonunu belirleyecek bir dönüm noktası niteliği taşımaktadır.

Mahkeme hakimi, İstanbul 72. Asliye Ceza Mahkemesi’ne dava dosyasının gönderilmesi için yazı yazıldığını belirtirken, davalı tarafın sunduğu bilirkişi raporlarının da dosyaya eklendiğini kaydetti.

Davacı vekili Onur Üregen, davalı tarafın yargı yoluna ilişkin itirazının geçersiz olduğunu ifade ederek, Yüksek Seçim Kurulu’nun siyasi partilerin seçimleriyle ilgili yetkisinin yalnızca sandık başı işlemleriyle sınırlı olduğuna, ötesinde yaşanan hukuki ihtilafların adli yargıya ait olduğuna dikkat çekti.

"Kurultayda Usulsüzlük Yapıldı, Delegelere Nakit Dağıtıldı"

Üregen savunmasında, 4-5 Kasım 2023 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilen kurultayda, dönemin tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile mevcut Genel Başkan Özgür Özel’in koordinasyonunda organize bir şekilde oy kullanımına müdahale edildiğini ve Siyasi Partiler Kanunu’na aykırı hareket edildiğini öne sürdü.

Üregen, “Kurultay iradesi tamamen ortadan kaldırılmış, divan başkanı tarafsızlığını yitirmiştir. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında birçok partili hakkında ceza davası açılmış, bazı milletvekilleri ve genel başkanla ilgili dokunulmazlıkların kaldırılması için fezleke işlemleri başlatılmıştır,” dedi.

Ayrıca, Özgür Özel’in genel başkanlığı kazanması için bazı delegelere nakit para, menfaat temini, yakınlarına parti içinde hukuka aykırı şekilde görev verilmesi ve usulsüz ihale vaadi gibi usulsüzlüklerin organize biçimde gerçekleştirildiğini iddia etti.

“Kılıçdaroğlu Tedbiren Göreve İade Edilmeli”

Üregen, “Kurultayda seçilen Özgür Özel ve diğer organların göreve gelmeleri, kamu düzenini zedeleyen mutlak butlanla sakatlanmıştır. Bu nedenle Kemal Kılıçdaroğlu’nun önceki Genel Başkanlık görevine ve yönetim kurulu üyeliğine tedbiren iade edilmesi gerekmektedir. Seçim tamamen şaibeli hale gelmiştir,” ifadelerini kullandı.

Davalı Vekilden Dosya Talebi

Davalı vekillerden Çağlar Çağlayan ise, dosyayla birleştirilen Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında tedbir talebinin reddedildiğini ve bu kararın istinafta olduğunu belirtti. Ayrıca daha önce açılmış ve Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmiş dosyaların da davaya kazandırılmasını istedi.

Çağlayan, Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki dosyanın da durumunun sorulmasını talep etti.

Mahkemeden Ara Karar: Tedbir Talebi Reddedildi

Mahkeme hakimi, davacı vekilinin tüm tedbir taleplerinin daha önce değerlendirildiğini ve yeniden karar verilmesine gerek olmadığını belirtti. Ayrıca, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden dosya ve gerekçeli kararın, Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nden ise dosyanın son durumunun celbine karar verildi.

Mahkeme ayrıca, 21 Eylül’de yapılacağı bildirilen olağanüstü kurultayla ilgili olarak Çankaya İlçe Seçim Kurulu ve CHP Genel Merkezi’nden delege listeleri ve tutanaklarının gönderilmesini istedi. 24 Eylül’de İstanbul’da yapılacak olağanüstü il kongresi için de Sarıyer İlçe Seçim Kurulu ve CHP Genel Merkezi’nden delege listesi ve birleşim tutanaklarının temini talep edildi.

Son olarak, davacıların parti üyeliklerinin devam edip etmediği ve sona ermişse hangi tarihte bittiği bilgisinin CHP Genel Merkezi’nden bildirilmesi istendi.

Duruşma, 24 Ekim 2025 tarihine ertelendi.

Uzun yıllardır aktif siyaset yürüten ve ilçe halkı tarafından yakından tanınan Sarı, birlik ve dayanışma mesajı verdiği açıklamasında toplumun her kesimini kucaklayan, yapıcı bir siyaset anlayışıyla yola çıktığını belirtti.

“Hedefimiz, partimizi Ayrancı’da daha güçlü bir konuma taşımak” diyen Hasan Sarı, açıklamasının devamında, bu hedefe ulaşmak için tüm partililerle birlikte uyum içinde çalışacaklarını, kimseyi dışlamadan, kapsayıcı bir anlayışla hareket edeceklerini vurguladı. Sarı, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin Ayrancı’da daha etkin, daha katılımcı ve halkla iç içe bir yapıya kavuşması için var gücümüzle mücadele edeceğiz. Bu süreçte her görüşe kulak verecek, herkesin katkısını önemseyeceğiz. Ancak birlik olursak başarıya ulaşabiliriz” ifadelerini kullandı.

Adaylık açıklamasının ardından partililer ve ilçe sakinleri arasında olumlu tepkiler yükselirken, Sarı’nın isminin Cumhuriyet Halk Partisi tabanında karşılık bulduğu gözlemlendi. Özellikle önceki görev süresinde yerel sorunlara duyarlılığı ve çözüm odaklı yaklaşımıyla takdir toplayan Sarı’nın adaylığı, Cumhuriyet Halk Partisi teşkilatında da yeni bir enerji yarattı.

Ayrancı’da yaklaşan ilçe kongresi öncesi siyasi dengelerin yeniden şekillenmeye başladığı bu süreçte, Hasan Sarı’nın ismi öne çıkan figürlerden biri haline geldi. Parti içindeki çalışmaların hız kazanması beklenirken, gözler yapılacak seçime çevrildi.

İddianamede Yer Alan Detaylar

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Ekrem İmamoğlu’nun eğitim aldığı belirtilen University College of Northern Cyprus (UCNC) isimli kurumun, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) tarafından tanınan üniversiteler arasında yer almadığı ifade edildi.

İddianamede, 1990 yılında Ekrem İmamoğlu’nun yatay geçiş yaptığı dönemde, UCNC’nin YÖK tarafından tanınan kurumlar listesinde bulunmadığı, sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin KKTC'de YÖK tarafından tanındığına yer verildi. Ayrıca, yatay geçiş kontenjanlarının usulsüz biçimde artırıldığı, bazı öğrencilerin listeden silinip yerine başkalarının eklendiği, 3 kişilik kontenjana rağmen usulsüz şekilde 54 öğrencinin kabul edildiği belirtildi.

Yurtdışından İngilizce İşletme programına başvuran öğrenciler için herhangi bir dil yeterlilik sınavı yapılmadığı, başvurularda rektör, dekan, yönetim kurulu üyeleri, fakülte sekreteri ve yatay geçiş komisyonu üyeleri gibi kişilerin referans olarak gösterildiği vurgulandı.

İddianamede ayrıca, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi'nde görevli Prof. Dr. Ersin Güredin’in, akademik izinle KKTC’ye gidip dönüşünü sürekli yurtdışında kalmış gibi göstererek oğlu Eren Güredin’in yurtdışı nakil işlemlerinden faydalanmasını sağladığı, Eren Güredin’in de gerçekte mezun olduğu UCNC yerine, Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi gibi kaydedildiği ifade edildi.

Ayrıca, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde görevli bir öğrenci işleri müdürünün bilgi sahibi sıfatıyla alınan ifadesinde, Ekrem İmamoğlu adına okulda herhangi bir kayıt bulunmadığını ve bu kişinin okula hiç giriş yapmadığını söylediği belirtildi.

İstanbul Üniversitesi’nin, UCNC'nin YÖK tarafından tanınmadığını bilmesine rağmen, Ekrem İmamoğlu’nu Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisiymiş gibi kütüğe kaydettiği ifade edilen iddianamede, bu işlemin hem İstanbul Üniversitesi yetkilileri hem de İmamoğlu tarafından bilinçli olarak yapıldığı öne sürüldü.

İddianamede, Ekrem İmamoğlu’nun yatay geçiş sürecinde üniversiteye sadece UCNC’ye ait bir tanıtım broşürü ve bir transkript sunduğu, bu belgelerin Doğu Akdeniz Üniversitesi'ne ait olmadığı açıkça anlaşılmasına rağmen İstanbul Üniversitesi’nin bu belgelerle işlem yaptığı belirtildi.

Bu nedenle, içerik bakımından sahte ancak şeklen doğru görünen belgelerle kayıt yapıldığı, İmamoğlu’nun eğitim hayatında Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde bulunduğuna dair herhangi bir bilgi ya da bulgu bulunmadığı kaydedildi.

Buna rağmen, İBB'nin resmi internet sitesi de dahil olmak üzere birçok kaynakta, Ekrem İmamoğlu’nun Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden yatay geçiş yaptığına dair bilgilerin yer aldığı ifade edildi. Bu algının ise, üniversite kütüğünde gerçeğe aykırı şekilde yapılan kayıttan kaynaklandığı aktarıldı.

Ayrıca iddianamede, İmamoğlu’nun kamuoyunu farklı yönlendirecek şekilde davrandığı, ifade işlemleri sırasında kendisine yöneltilen soruları yanıtsız bıraktığı ve sahte olduğu öne sürülen bu belgeyi yüksek lisans başvurusunda, askerlik işlemlerinde ve Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) sunduğu belirtildi.

Törende, merhum Karakaş için saygı duruşunda bulunuldu ve ardından dua okundu.

Karakaş’ın oğlu Hakkı Muammer Karakaş, yaptığı konuşmada babasının uzun yıllara yayılan siyasi hayatında milletvekilliği ve bakanlık görevlerinde bulunduğunu vurgulayarak, "Zor dönemlerde, çatışmaların gölgesinde bile Parlamento’nun çalışmasını sağladı," dedi.

Diğer oğlu Cem Karakaş ise çocukluğundan bir anıyı paylaşarak, "Ben 8-9 yaşlarındaydım, bir şeftali kasasının başındaydım. Babam beyaz kasketiyle, gülen gözlerle bana uzaktan bakıyordu," sözleriyle duygularını dile getirdi.

Karakaş için öğle namazının ardından, Ahmet Hamdi Akseki Camii'nde cenaze namazı kılınacak. Merhumun naaşı daha sonra Devlet Mezarlığı’na defnedilecek.

Öte yandan eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tören sırasında kendisine yöneltilen soruları yanıtsız bıraktı.

Evcen, Karaman Belediyesini acil koduyla göreve çağırarak şu önerilerde bulundu:

• Yeni kuyuların açılması,

• Yeni boru hatlarının çekilmesi,

• Mevcut sistemdeki kaçakların hızlıca tespit edilip tadilatların yapılması,

• Fisandun Barajı’nın içme suyu sistemine dahil edilmesi.

“Göksu’dan Su Getirmek Zor Olmamalı”

CHP İl Başkanı Evcen, iktidara da çağrıda bulunarak, yalnızca 30 kilometre mesafedeki Göksu Nehri’nin Karaman’daki barajlarla buluşturulmasının yıllardır planlarda bekletildiğini hatırlattı. Evcen, “Göksu’dan su getirmek bu kadar zor olmamalı. Karaman’ı görmezden gelenler günü geldiğinde silinip atılacaktır” ifadelerini kullandı.

“Mermer Ocakları ve Santraller Tonlarca Suyu Tüketiyor”

Evcen, halk susuzlukla mücadele ederken tonlarca suyu tüketen mermer ocakları ve biyokütle santralinin faaliyetlerini sürdürdüğünü de eleştirdi. Sudurağı Biyokütle Santrali ile Canhasan köyünde yaşanan su problemlerine dikkat çeken Evcen, “Bu işletmelerin faaliyetleri, içme suyu kuyularının seviyesini düşürüyor. Halkın yaşam hakkı göz ardı edilirken bazı işletmelere sınırsız kazanç uğruna tonlarca su tüketme izni verilmesi büyük bir skandaldır” dedi.

Evcen, söz konusu işletmelerin ruhsatlarının derhal askıya alınmasını isteyerek, “Karaman halkının sağlığı ve yaşam hakkı her türlü ticari kazançtan üstündür. Sorunun bir an önce çözüme kavuşturulması için tüm yetkilileri göreve davet ediyoruz” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli ile en son 25 Ağustos’ta Bitlis Ahlat’ta bulunan Emir Bayındır Yerleşkesi Devlet Bey Konağı’nda bir araya gelmişti.

Murat Gülibrahimoğlu değil, aynı zamanda bir diğer firari şüpheli olan Emrah Bağdatlı hakkında da Interpol aracılığıyla kırmızı bülten talebinde bulunuldu.

Yolsuzluk iddialarına ilişkin soruşturma derinleştikçe, belediyeye bağlı bazı ihaleler ve personel atamaları da mercek altına alınmış durumda.

AK Parti Karaman teşkilatının milletvekilleri, yerel yönetimler ve bürokrasi ile iş birliği içinde Karaman’a değer katacak projeleri hayata geçirmeye devam ettiği belirtilen açıklamada, “Sayın Valimizin koordinasyonunda, yatırımların denetimi ve takibi konularında titiz bir çalışma yürütüyoruz. Hizmet üretmeye devam ettikçe muhalefetin rahatsız olması gayet doğaldır,” denildi.

CHP’li milletvekillerinin daha önce sarf ettiği “AK Parti dünyanın en iyi işini bile yapsa destek vermeyiz” yönündeki ifadelerinin de hatırlatıldığı açıklamada, bu yaklaşımın halktan ve memleketin gerçeklerinden uzak olduğu savunuldu.

Açıklamanın sonunda ise, “Milletimiz kimin hizmet için çalıştığını, kimin ülkenin büyümesi için emek verdiğini çok iyi biliyor. Zamanı geldiğinde cevabını yine demokrasi içinde verecektir. Biz durmadan çalışmaya devam edeceğiz,” ifadeleriyle kamuoyuna mesaj verildi.

Sahneye çıkan Başkan Kodal’ı karşılayan Erdoğan, tokalaşmanın ardından, “Bana bak! Çok çalışman lazım… Bir de kilo vermen lazım” sözleriyle esprili bir gönderme yapan Erdoğan’ın bu sözleri salondaki partilileri güldürürken, o anlar törende bulunan kameralarca kaydedildi.

1992 doğumlu ve makine mühendisi olan Mustafa Kodal’a parti rozetini bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan taktı. Törene Kodal’ın eşi de katılarak kendisine destek verdi.