Panele KMÜ Rektörü Prof. Dr. Namık Ak, üniversitenin akademik ve idari personeli ile çok sayıda öğrenci katıldı.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan panel Rektör Prof. Dr. Namık Ak'ın açış konuşmasıyla devam etti.

"Savaşın kazananı, barışın kaybedeni yoktur"

Eski çağlardan bu yana yaşanan savaşların şekli, teknolojisi, başroldeki aktörleri değişse de bu savaşların dünya tarihine verdiği zarar ve acının hiçbir zaman değişmediğine dikkat çeken Rektör Prof. Dr. Namık Ak, şöyle devam etti:

"Geçmişten bu yana çeşitli nedenlerle yaşanan savaşlar çoğu zaman iki ülke ile sınırlı kalmayarak sınırların ötesine geçmiş, dünya ülkelerini de bu ateşin içine çekmiştir. Bu savaşların hiçbirisine doğrudan müdahil olmayan ülkemiz jeopolitik konumu gereği genellikle bu savaşlardan en çok etkilenen ülkelerin başında gelmiştir. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasıyla başlayan savaşın bir ayı geride bıraktığı bugünlerde insani krizin giderek büyüdüğü fakat bu krize rağmen tüm dünya ülkelerinin bu süreci sadece izlemekle yetindiğini hep birlikte görmekteyiz. Ülkemiz savaşın ilk gününden itibaren iki komşu ülke olan Rusya ve Ukrayna’ya karşı dengeli bir yaklaşım sergilemiş, geçmişten bugüne olduğu gibi barışçıl politikaları savunan bir yaklaşım sergilemiştir. Türkiye savaşın bir an önce bitmesi ve başta sınırlarında olmak üzere tüm dünyada huzurun hâkim olması için büyük bir gayret göstererek stratejik bir görev üstlenmektedir. Unutmayalım ki savaşın kazananı, barışın da kaybedeni yoktur."

Açış konuşmasının ardından panele geçildi. Sosyal ve Ekonomik Politik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Levent Yiğittepe ve Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Orhan Battır’ın konuşmacı olduğu panelin yönlendiriciliğini Uluslararası İlişkiler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Esra Çavuşoğlu yaptı.

"Türkiye uluslararası ortamda somut adım atan tek ülke"

Dr. Öğr. Üyesi Esra Çavuşoğlu, Avrupa'nın kalbinde sıcak bir savaş yaşandığını belirterek, "Ukrayna savaşı bir anda ortaya çıkmadı. Uzun vadede AB, NATO ve ABD gibi Avrupa güçlerinin dahil olduğu Rusya ile devam eden güç savaşı söz konusu. Batıda Ukrayna'ya sahip çıkma konusu hep söylemde kaldı, somut bir adım atan ülke olmadı. Türkiye uluslararası ortamda somut adım atan tek ülke. Türkiye şu an kilit rol üstlenmiş durumda." dedi.

Doç. Dr. Levent Yiğittepe ise Rusya-Ukrayna Savaşı Üzerinden Küresel Gelişmeler ve Türkiye’ye Yansımaları’ konulu sunumunu yaparak savaşın askeri ve siyasi süreci hakkında katılımcılara önemli bilgiler aktardı.

Yiğittepe, "Tüm ulus devletler ulusal çıkarlarını öncelik haline getirmiştir. Tüm ülkelerin birbirine ticari bağımlılığı var. Türkiye tarafsız değil, Türkiye iki taraflı hem Rusya ile hem de Ukrayna ile ilişkileri kıymetli. Bir ayı geçti fakat savaş hala devam ediyor. Rusya'nın bugün nükleer silahlarını kullanma tehdidi sürüyor. Rusya'nın en temel amacı Ukrayna'yı karasal bir ülkeye dönüştürmek. Ayrıca Rusya, Ukrayna'nın NATO ve AB'yi öncelemesini kabul etmek istemiyor. Rusya, Ukrayna'yı NATO üyeliğinden vazgeçirmek ve Ukrayna'nın silahsızlandırılmasını istiyor." ifadelerini kullandı.

'Savaşın İnsani Boyutu’nu ele alan Dr. Öğr. Üyesi Orhan Battır da, "Savaşları devletler yapıyor olsa da devletler içerisinde insanlar yaşıyor. İnsani boyutundan bakınca savaşın kaybedeni veya çok kaybedeni vardır, kazananı asla yoktur. Yüzyıllardır süren savaşlara bakıldığı zaman savaşın yıkıcılığı, yıpratıcılığı ve insanı al aşağı ediciliği hiç değişmiyor. Savaş insanlara trajedi yaşatır, sağlıklarını kaybedeler, ölürler ve umutlarını kaybederler." dedi.

Panel, onurluk takdiminin ardından sona erdi.